EDUVAR – Twitter’da, “Çocuklar ölmesin” diye bir paylaşım yaptı ve 14 Ekim 2019’da, sabaha karşı 4.30’da konutunun kapısı kırıldı, içeriye çok sayıda Özel Harekat polisi daldı. Çocuklarının dehşetli gözleri önünde hakarete uğradı, zıt kelepçeyle gözaltına alındı. Bir gün sonra hür bırakıldı.
Bu baskın ve hakaretlerden daha çok canını yakan ise, özgür bırakıldıktan sonra çocuğunun, “Baba, ramazan ayında bunlara mı iftar yemeği götürdük” diye sorması oldu.
“Çocuklar ölmesin” tweet’i nedeniyle yargılandı ve beraat etti lakin yeniden twitter’da paylaştığı bir karikatürden ötürü hakkında Cumhurbaşkanı’na hakaretten soruşturma açıldı.
‘CHP OLARAK BU ANLAYIŞA KARŞI UĞRAŞ EDİYORUZ’
Üstteki berbat ancak maalesef şaşırtan olmayan olay, CHP Diyarbakır Vilayet Lider Yardımcısı Mahmut Aziz Usal’nın başından geçti. Bu olayı, Diyarbakır’ın en hoş eski meskenlerinden birinin geniş avlusunda karşılaştığımızda anlattı.
Usal, “2018’de CHP Diyarbakır 1’inci sıra milletvekili adayıydım. Konutumun, iş yerimin adresi belirli. Telefon edip çağırsalar gidip sözümü vereceğim. Fakat o denli yapmadılar, kapımı kırarak konutuma girdiler, çocuklarımı korkuttular. İktidarın demokrasi anlayışı ne yazık ki budur ve biz CHP olarak bu anlayışa karşı uğraş ediyoruz” dedi
Elbette başından geçenleri durup dururken anlatmadı. Hazır bir CHP’li ile karşılaşmışken, HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili Meclis’e gelen fezlekeler hakkında ne düşündüğünü, partisinin nasıl bir tavır sergileyeceğini sormuştum. O da başından geçen olayı örnek olarak göstermiş, “Susma, sustukça sıra sana gelir” sloganından yola çıkarak, fezlekelerle ilgili ferdî fikirlerini paylaşmıştı.
Usal’nın şahsî fikri sorulunca, “Şimdiye kadar parti olarak yanlışlarımız olmadı mı? Elbette oldu. Ancak hem şahsî fikrim hem Genel Merkez’den edindiğimim izlenime nazaran CHP, bu sefer fezlekelere gözü kapalı ‘evet’ demeyecek” dedi.
‘HDP’YE BASKILAR KABUL EDİLEMEZ’
“Eğer bir cürüm varsa ortada, tam bağımsız yargı cezalandırır ve buna ne Kürtler ne de Türkler itiraz eder” diyen Usal, şöyle devam etti: “Ama şu anki siyası konjonktüre baktığımız vakit AKP’nin iktidarını devam ettirmek için HDP’ye saldırdığını görüyoruz. HDP’ye yönelik bu baskılar kabul edilemez. Bugün HDP’ye yapılan zulme, HDP’ye yönelik baskıya güçlü bir biçimde yanıt vermezsek yarın birebir zulmü biz göreceğiz.”
Konuşmamız, Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk haline de geliyor. Demirtaş’ın derhal özgür bırakılması gerektiğini vurgulayan Usal, “Eğer demokrasiye inanıyorsak, her şeyin başında adalet gelir diyorsak, elbette haksızlıklara karşı çıkmamız gerekir. Yalnızca Selahattin Beyefendi için değil, fikirlerinden ötürü mahpus yatan herkes için, örneğin Osman Kavala için de her bölümün ses çıkarması gerekir” tabirlerini kullandı.
‘CHP KÜRTLERİN NE İSTEDİĞİNİ ÂLÂ ANALİZ ETMEK ZORUNDA’
CHP’yi ülkenin birleştirici gücü olarak tanım eden Usal, CHP’nin Kürtlerle barışmak istediğine dikkat çekti. Evet ancak CHP Kürtlerle barışı nasıl sağlayacak?
“Öncelikle Kürtlerin ne istediğini iyi analiz edecek CHP, bunu yapmak zorunda” diyor ve şunları ekliyor: “Bana ferdî fikrimi soruyorsunuz. Bana nazaran ve sokaktaki yurttaşlara bu sorun Meclis çatısı altında Türkiyelileşmek ile çözülmeli. Hiçbir Kürt’ün Türk’ten, Hiçbir Türk’ün Kürt’ten ayrılmak istediğine inanmıyorum. Kürtlerin ne istediğinin tüm Türkiye tarafından iyi anlaşılması gerektiğine inanıyorum. Şu anda insanların birinci sorunu ekonomik üzere görünebilir. Lakin beşerler bir kimlik, bir statü de talep ediyor. Örneğin çocuklarının anadilinde eğitim alabilmesini istiyorlar. Fikir ve kanılarını özgürce lisana getirebilmek istiyorlar. Diyarbakır’da sokağın bize verdiği ana bildiri bu.”
‘İL ÖRGÜTÜ İNİSİYATİF ALMALI(
Anketler CHP oylarının bölgede az da olsa arttığını gösteriyor. Usal, “Çünkü artık alana indik, sokaktayız, beşerlerle temas içindeyiz. Genel Merkezin Kürtlere bakış açısının değiştiğini, genel liderimizin demokrat telaffuzları, adalet, hak, hukuk alanındaki arayışlarımız ve taleplerimiz bölgede bize artı kazandırıyor” diyor.
Son iki yıldır CHP Genel Merkezi’nin Diyarbakır ve bölgenin öbür vilayetlerinin sıkıntılarıyla daha yakından ilgilenmeye başladığını savunan Usal, vilayet örgütünün çalışmaları hakkında da bilgi verdi. “Bölge halkının talepleri ve sıkıntıları için bizlerin de inisiyatif almamız, elimizi taşın altına koymamız lazım” diyen Usal şöyle devam etti: “Ama son 10 yıldır dört merkez ilçemizde liderlerin ismi vardı lakin bir faaliyet yoktu. Yıllar sonra Bağlar ilçemizde birinci kere tabelamız asıldı. Dört ilçe teşkilatının açılışına Genel Merkez’den çıkarma yapılmasını bekliyoruz. Yalnızca açılış için değil, bundan sonra bölgenin sıkıntılarını dinlemek ve tahlil üretmek üzere milletvekillerimizin Diyarbakır’ı daha sık ziyaret edeceğini biliyorum.”
HERKES İÇİN ADALET
Cezaevlerinde mahpuslar PKK önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması için 100 günü aşkın bir müddettir dönüşümlü süresiz açlık grevinde. Cezaevlerindeki mahpusların yakınları, bölge insanı ve demokratik kamuoyu açlık grevinin vahim sonuçlara dönüşmesinden telaş duyuyor.
Mahmut Aziz Usal, insanların tasasını paylaştığını lisana getirerek sorunun adaletle çözüleceğine inandığını söyledi.
Usal, şunları söyledi: “Adalet. Adalet. Adalet. Adalet ve demokrasi varsa bu sıkıntıların hiçbiri olmaz. Öcalan da bu ülkedeki ceza maddelerine nazaran bir hükümlüdür. Mahkumların kanunlara nazaran yararlanması gerek haklar ona da uygulanmalı. Zira demokratik bir ülkede yasalar, ceza kanunu kararları kabahatin ya da cürümlünün şahsına nazaran değişmemeli. Lakin bizim gördüğümüz Öcalan’a yönelik tecrit, mevcut iktidarın kendi lehine kullanmaya çalıştığı siyasi bir araca dönüşmüş durumda. Bir koz olarak kullanıyor. İstediği vakit onun mektubunu televizyonlarda okutabiliyor mesela. Yahut kırmızı bültenle aranan kardeşini TRT ekranlarına çıkarıp konuşturabiliyor. Lakin Öcalan’ın ailesi ve avukatlar kendisine ulaşamıyor. Ailesi ve avukatlarıyla görüşmek Öcalan’ın herkesin insani hakkıdır.”
Gazete Duvar
