Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) evvelki periyot Eş Genel Lideri Sebahat Tuncel ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) evvelki devir Eşbaşkanı Gülten Kışanak hakkında yargılandıkları Malatya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen kararın Antep Bölge Adliye Mahkemesi 18’inci Dairesi tarafından bozulmasının akabinde tekrar başlayan yargılamanın 8’inci duruşması görüldü.
Duruşmaya Kışanak ve Tuncel bulundukları Kandıra Kapalı Cezaevi’nden, avukatları Cemile Turhallı, Mehmet Emin Aktar, Mesut Beştaş Diyarbakır Adliyesi’nden, Av. Sebahat Gençtarih ise Mersin Adliyesi’nden Ses İmaj ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldı.
Duruşmada temel hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunan sav makamı, Kışanak ve Tuncel için “örgüt yöneticiliği” ve “örgüt propagandasından” mahpus cezası istedi.
Mütalaaya karşı heyetten kelam alan Kışanak, duruşmalara katılamadıkları, birleşen belgeler hakkında kâfi bilgi sahibi olamadıkları ve avukatlarının dayanaklarını alamadıklarını söyledi.
‘YARGI MENSUPLARINA ACIYORUM’
Savunma yapamadan haklarında mütalaa verilmesini “zulüm” olarak gördüklerini söyleyen Kışanak, “Bazı savlar var. Bunların tamamı legal siyasal haklarımı kullanmaktan ibarettir. Metot yerini bulsun diye duruşma yapılıyor. Lakin savunma şart ve imkân derdiniz yok. Artık size bir şey demiyorum. İktidar, Anayasa Mahkemesi’ni tehdit ettiğinden bu yana yargı mensuplarına acıyorum, üzülüyorum. Bu kararı verenlerin rahat uyumaması gerekir ancak mecburen işin vicdani boyutunu bir kenara bırakıp, gelen talimatları uyguluyorlar. Talimatlar uygulandığında bir mağdurlar ordusu yaratılıyor, bu da ağır bir vebaldir” dedi.
‘NEDEN BU ÜLKEYE BU KÖTÜLÜK YAPILIYOR’
Kışanak, savcının haklarında ivedilikle mütalaa vermesinin “Acaba bahara yeni bir seçim mi var?” kanısını akıllara getirdiğini de belirtti.
Kışanak, devamında “Geçen sefer seçime yakın olduğu için apar topar ikimize ceza verildi. Artık bu mütalaaya bakınca yeniden bir seçim mi var demeden düşünemiyoruz. Ayrıyeten AKP, iktidar yöneticileri ve iktidar yanlıları ne söylüyorlarsa geri dönüp iddianame oluyor. Hiçbir ispat, durum nedir demeden yargılama yapılıyor. Onların talimatları ile yargı kararları veriliyor. Neden bu ülkeye bu kötülük yapılıyor? Bu kararlar ve talimatlarla ülkenin tarihine kara leke sürüyorsunuz” sözlerini kullandı.
‘DİKTATÖRE BOYUN EĞMEYECEĞİM’
Pandemi şartlarında sağlıklı savunma yapma imkânı bulunmadığını belirten Kışanak, şunları söyledi: “Malatya Adliyesi’nde her gün çok sayıda hadise çıkıyor, bizler de mahkeme heyetini düşünerek SEGBİS ile katılalım dedik. Ancak heyetin mütalaa hazırladığını gördük. Birleşen belgeler var. Bu evraklara ait bir savunma yapmadan cezalandırma isteniyor. Burada mağduriyet edebiyatı yapmıyorum, o denli bir derdim de yok. Zulme boyun eğeceğime bin kat verilen cezayı çekerim daha iyi. Diktatöre boyun eğmeyeceğim. Bu hakikati haykıracağım. Mütalaanın gidişatından da anlaşılıyor ki bayanlar konusunda eşitliği, özgürlüğü ve haklarını savunmam sıkıntı olmuş. Bu sıkıntı olmuşsa olsun, bundan sonra bayan özgürlüğü için hayatımı adayacağım. İkinci sıkıntı ise, Kürt probleminin demokratik yollarla çözülmesini istememdir. Bu da sıkıntı olmuşsa, bunun için de ömrümün sonuna kadar gayret edeceğim. Bunlara cürüm deseniz de bunu yapacağım. Ben daha fazla uzatmak istemiyorum. Birleşen belgelerden bir sonraki duruşmada savunmamı yapacağım. Öbür belgeler için savunmamı hazırlamıştım lakin bu yaklaşımdan ötürü savunma yapmayacağım.”
‘MÜTALAADA DÜŞMAN YAKLAŞIMI VAR’
Sabahat Tuncel ise, yargı ıslahatları tartışılsa da demokrasisi güçlü olmayan ülkelerde hukukun olamayacağını tabir etti.
Haklarında hazırlanan mütalaada “düşman hukuku” yaklaşımının var olduğunu söyleyen Tuncel, “Savcı beyefendi yorum katarak mütalaa vermiş, devlet ismine hazırlamış. Tabi yalnızca siz değil, öbür yargı salonlarında da tıpkı durum yaşanıyor. Yani yıllardır çözülemeyen Kürt sıkıntısının mahkeme yoluyla değil, siyaset masalarında çözülsün dedim diye kabahat sayıldı. Bu tıp sıkıntılar daima diyalog ve müzakere ile çözülmüştür. Sizler de mahkemeler olarak AKP hükümetinin Kürt sıkıntısının mahkemelerde çözülmesine karşı çıkmayana kadar bu bu türlü devam edecek. Kürtler inkâr ediliyor, asimile ediliyor, katlediliyor diye siyaset yapmaktan vaz mı geçecek? Asla vazgeçmeyecek, tam tersine davalarına sıkı sıkı bağlanacak” dedi.
‘KOBANÊ BELGESİ İLE MÜMKÜN TAHLİYEMİZ ENGELLENİYOR’
Kışanak ile birlikte Kobanê belgesinden daha evvel tutuklandıklarını, ancak evrakın artık tekrar önlerine çıkarıldığını hatırlatan Tuncel, “Nedeni ise sizin mahkemenizin muhtemel tahliyesine karşı, olur da mahkemeniz ezkaza bir tahliye kararı verirse bizim belgeden tutuklu kalmamız isteniyor. Kobanê evrakını araştırıp bu evrak ile birleştirmeniz gerekir. Başka bir belge olarak görmemeniz gerekir. Ben de savunma yapmaya hazırlanmıştım lakin savcının çabucak mütalaayı okuması savunma yapmamdan vazgeçirdi” diye konuştu.
Avukatların mütalaaya karşı ek mühlet talebini kabul eden mahkeme heyeti, Tuncel ve Kışanak’ın tutukluluğunun devamına karar verip, duruşmayı 6 Ocak 2021’e erteledi. (MA)
Gazete Duvar
