İş insanı Osman Kavala’nın avukatları müvekkilleri hakkında yeni iddianameyi kıymetlendirdi. Avukat Tolga Deniz Aytöre, Seyahat vakalarından beraat eden Kavala’ya ait yeni hazırlanan iddianamede birebir kanıtların kullanıldığını lakin belgedeki beraat kararının saklandığını söylerken, avukat Köksal Bayraktar bir insanın bir vakadan yalnızca bir sefer suçlanabileceğine dikkat çekti: “Hukukta kıymetli kural, bir kişinin bir fiilden ötürü bir kez yargılanacağı kuralıdır.”
Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra ise yeni iddianameye ait “Casusluk suçlamasının bir insan ve ailesi üzerinde nasıl bir tesir yaptığının düşünülmesini isterim. Ben çok şaşkınım ve öfkeliyim. Artık palavra söylemek çabası bile gösterilmiyor” diye konuştu.
‘BİR İNSAN BİR ŞEYLE BİR KEZ SUÇLANIR’
İş insanı Osman Kavala’nın avukatları müvekkillerinin 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle ilişkilendirilerek, ‘casusluk’ ve ‘anayasal tertibi değiştirme’ suçlamasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Çevrimiçi olarak düzenlenen toplantıda Kavala’nın avukatları Köksal Bayraktar, Tolga Deniz Aytöre, İlkan Koyunca ve Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra konuştu.
Avukat Aytöre, Kavala’nın beraat ettiği Seyahat davasındaki kanıtların yeni iddianameye tekrar konulduğunu vurgulayarak, iddianame savcısını kullandığı lisanı eleştirdi. Aytöre, “Suçlama için kâfi kuşku yoktu. İddianame ‘varsayılabileceği’, ‘manidar olduğu’ üzere telaffuzlar bir insanı vatan hainliği üzere bir telaffuzla zan altında bırakıyordu. Bir insanı vatana ihanetle yargılıyorsanız, varsaymaktan öteki bir şey söylemek zorundasınız” dedi.
İddianame savcısının Seyahat evrakındaki savları tekrarladığını fakat evraktaki beraat kararını ‘sakladığını’ söyleyen Aytöre, Seyahat belgesini hazırlayanların FETÖ’cü olduğunu söz ederek, “Gezi belgesini hazırlayanlar FETÖ’den kaçmış şahıslardı. Seyahat evrakında kanıt toplayan bireylerle Kavala’nın bugünkü iddianamede darbe teşebbüsünde bulunduğu tez ediliyor” diye konuştu.
İddianamede somut kanıtlar yer almadığına dikkat çeken Aytöre, sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerinin ‘casusluk’ olarak değerlendirildiğini söz etti.
Kavala’nın avukatı Köksal Bayraktar, müvekkilinin daha evvel suçlandığı bir hadiseden bu sefer öbür bir ceza hususuyla suçlandığına vurgu yaparak, şu bilgileri paylaştı: “Hukukta kıymetli kural, bir kişinin bir fiilden ötürü bir kez yargılanacağı kuralıdır. Eski ve yeni iddianamede tıpkı şeyleri görüyorsunuz. Deniliyor ki ‘Hayır yanlışlık yok, bu sefer husus ayrı’. Hukukta tekrar bir fiilin birden çok kanun unsuruna girmesi halinde en ağır olan husustan ceza verilir. Yapılan şey bir hadiseye bir tarafından bakıp 312, başka tarafından bakıp 309’uncu husus ve bununla da yetinilmeyip 328 unsur denilmesi.”
‘HATALAR ZİNCİRİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa Kurulu Bakanlar Kurulu Komitesi’nin Kavala’nın salıverilmesini istediğini hatırlatan Bayraktar, Komite’nin Anayasa Mahkemesi’ne Kavala’nın tutukluluğu konusunda harekete geçmesi konusunda ikazda bulunduğunu da ekledi. Bayraktar, Kavala hakkında yeni hazırlanan 68 sayfalık iddianameyi ise “İddialar var ancak bu tezlerin kanıtları yok. Halbuki sav makamı kanıtları ortaya koymak zorundadır. Bu iddianamede yanılgılar zinciriyle karşı karşıyayız” diye yorumladı.
BÜTÜN PARTİLERE DAVET
Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, başta AK Parti milletvekilleri olmak üzere bütün vekillere seslenerek, “Artık bağımsız bir yargı süreciyle karşı karşıya olduğumuza inanmam çok güç. Eşim, ben ve annesi azapla karşı karşıyayız. Bu memleketin bir vatandaşı olarak yalnızca basın ve kamuoyunun hassaslığına değil, milletin temsilcisi olan vekillere sesleniyorum. Benim ve eşimin annesinin durumunun bütün siyasi partilerdeki bayan temsilcileri ilgilendirmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
‘ARTIK PALAVRA SÖYLEME ÇABASI BİLE GÖSTERİLMİYOR’
Kavala’nın annesinin oğlunu bir daha göremeyeceğini düşünmeye başladığını aktaran Buğra, eşinin Seyahat davasından beraat ettikten sonra yine tutuklanmasını ve hakkında ‘casusluk ve anayasal sistemi değiştirmekle suçlanmasını şöyle kıymetlendirdi: “Anayasa Mahkemesi’nin başvuruyu tartışmayı ertelemeyi toplantının yapıldığı gün öğrenmenin nasıl bir şey olduğu düşünülmeli. Casusluk suçlamasının bir insan ve ailesi üzerinde nasıl bir tesir yaptığının düşünülmesini isterim… Ben çok şaşkınım ve öfkeliyim. Artık palavra söylemek uğraşı bile gösterilmiyor. Okuduğum iddianamede hukukla ilgili çok az şey var. Siyasi analizler var. Makul kuşku oluşturacak kanıtlar olmaması mazur gösterecek şeylermiş üzere gösteriliyor.”
NE OLMUŞTU?
Ekim 2017’den bu yana tutuklu bulunan Osman Kavala, ağırlaştırılmış müebbet mahpusla yargılandığı Seyahat davasından 18 Şubat’ta beraat etmiş, hakkında öbür bir soruşturma olduğu münasebet gösterilerek tekrar gözaltına alınmıştı. Kavala, 9 Mart’ta 15 Temmuz darbe teşebbüsüne ait yürütülen soruşturma kapsamında ‘casusluk’ suçlamasıyla bir kere daha tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz’ın hazırladığı 64 sayfalık iddianamede, Kavala ve Ortadoğu uzmanı Henri Jak Barkey kuşkulu sıfatıyla yer aldı. Kavala’nın Barkey’in Türkiye’deki ‘casusluk’ hareketlerine yardım ettiği ve birlikte faaliyet yürüttükleri ileri sürülerek, iki isim de TCK 309 unsuru kapsamındaki ‘cebir, şiddet kullanarak anayasal sistemi değiştirmeye teşebbüs’ ve TCK 328 hususundaki ‘devletin güvenliği yahut iç yahut dış siyasal faydaları bakımından, niteliği prestijiyle, kapalı kalması gereken bilgileri, siyasal yahut askerî casusluk amacıyla temin etme suçları’ndan cezalandırılması istendi. (HABER MERKEZİ)
Kavala’ya kanuna karşın tutuklamaGÜNDEMGazete Duvar
