HDP Eş Umumî Lideri Pervin Buldan, Demokratik Topluluk Kongresi’nin demokratik ve yasal bir platform olduğunu söyleyerek, soruşturma ve baskınlara reaksiyon gösterdi.
Partisinin Meclis kümesi içtimasında konuşan Buldan, korona virüsü testi müspet çıkan HDP milletvekilinin sıhhat durumunun iyi olduğunu belirtti. Bölge vilayetlerindeki vaka sayısı artışına dikkat çeken Buldan, “Normalleşme ismi altında rakamları düşük tutmak için korona kuşkusu ile hastanelere giden kişilerimize gereğince test yapılmadığı haberini alıyoruz. Hastanelerin gayrikâfi kaldığı haberini alıyoruz. Bilhassa Cizre’de vaka sayısının artması telaş vericidir” dedi.
‘MADIMAK BİR KERE DAHA YAKILDI’
Buldan yıl dönümü yaklaşan Sivas katliamına değinirken, “Sivas’ta yaşanan katliam yalnızca orada canların yakılmasından ibaret değildir. Sonrasında yaşanan adaletsizlikler bu katliamın acısını misliyle katladı. Ki asıl katliam vicdanlarda yaşandı. Son olarak Sivas katliamının bir numaralı sanığı, yüzlerce yaşlı ve ağır hasta mahpus cezaevlerinde vefata terk edilirken, AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından yaşı ve sıhhat meseleleri gerekçesiyle affedildi. Madımak işte o devir bir kere daha yakıldı” diye konuştu. Buldan şunları söyledi:
‘İKTİDAR EN ÇOK HDP’DEN KORKUYOR’
“Neye el attılarsa batırdılar, çökerttiler ve kaynakları kuruttular, demokrasiyi, adaleti çökerttiler. Barış iklimini yok ettiler. Topluluğu kutuplaştırdılar, nefret iklimini memleketin her konumuna yaydılar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi, kayyım, darbe, hukuksuzluk, gözaltı, azap, yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik ve sefalet sistemidir. Bu sistemin sefasını Saray ve yandaşları sürmekte, cefasını ise halk çekmektedir. İktidar her şeyden fakat en çok HDP’den korkuyor. Sistemlerini yalan üzerine kurdukları için aslen hakikatten korkuyorlar. Halkların buluşmasından, omuz omuza olmasından korkuyorlar. Suriye’de Kürt halkının Suriye halklarıyla birlikteliğinden korkuyorlar.
‘İKTİDAR KAYBETMEKTEN KORKUYOR’
Hepsinden kıymetlisi iktidarlarını kaybetmekten korkuyorlar. Korktukça da her geçen gün daha da saldırganlaşıyorlar, hukuk dışı siyasetlere yöneliyorlar. Toplulukta gelişen demokratik refleksleri boğmak, halkı korkutmak ve sindirmek için ellerindeki tüm devlet gücünü orantısızca kullanıyorlar. Lokal demokrasi güçlenmesin diye belediyelere hukuksuzca kayyım atıyorlar. HDP ve muhalefet demokratik siyaset yapmasın diye milletvekilliklerini düşürüyorlar. Gerçekleri yazmasın diye gazetecileri tutuklayıp medyayı susturmaya çalışıyorlar. AKP’li olmayan belediyeler toplulukla dayanışma içerisinde olmasın diye yardımları da engelliyorlar. Barolar, hukukçular adaleti savunmasın diye yürüyüşlerini engelliyorlar. İktidarın siyasetleri eleştirilmesin diye toplumsal medya paylaşımı yapanları tutukluyorlar. Bayanlar seslerini çıkarmasın, bayan örgütlülüğü gelişmesin diye bayan kurumlarına operasyon üstüne operasyon yapıyorlar.
‘DEMOKRASİYİ ÇÖKERTME PLANI’
Kürt halkı örgütlenmesin, bir araya gelmesin, kendi problemlerini kendi lisanlarında konuşmasın diye DTK’yi basıyorlar ve DTK’nin kapısına mühür vuruyorlar. Edirne’den Hakkari’ye, İzmir’den Diyarbakır’a varıncaya kadar devletin her bir tarafında demokrasiyi çökertme planı uyguluyorlar. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz Cumartesi Diyarbakır’da DTK’ye operasyon gerçekleşti. DTK demokratik toplumsal ve yasal bir platformdur. Halkın kongresidir. Kongre halkın ta kendisidir. DTK geçmişte bu parlamentonun lideri tarafından konferanslara resmi seviyede davet edilmiş bir kurumdur. Kapısını kırdığınız kurum bu devlette barış için, tahlil için, demokrasi için uğraş yürüten bir kurumdur. Hal böyleyken, DTK’ye kapısı kırılarak yapılan operasyon, Kürt düşmanlığının, demokrasi düşmanlığının geldiği noktayı bizlere bir sefer daha göstermektedir. Yapılan operasyon, Kürtlerin demokratik örgütlenmesini likidasyon etme gayretidir.
‘MİLYONLARI DA KAPATABİLECEK MİSİNİZ?’
Diyelim ki Kürt halkının bütün demokratik örgütlenmesini ortadan kaldırdınız. Pekala Kürt halkını ne yapacaksınız? Milyonları da kapatabilecek misiniz? Bu memlekette bu dünyada milyonlarca Kürt var, bu Kürtleri hiçbir konuma kapatamazsanız. Ve milyonları kapatamayacağınız üzere buna sizin gücünüz yetmeyecektir. Demokrasi kanallarını, siyaset yollarını Kürt halkına kapatmak sanki hangi akla hizmettir? Yapılan operasyonlar ne kongre çalışmalarını ne de bayanların örgütlü savaşını asla engelleyemeyecektir. Halkımızı ve örgütlü kurumlarını daha da güçlendirecektir. Bizler ve halkımız demokrasiden ve demokratik savaştan asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye halkları ortak demokrasi uğraşından, demokratik dayanışmadan ve yan yana, omuz omuza duruştan asla vazgeçmeyecektir. Kapıları zorbalıkla kırabilirsiniz fakat halkımızın umudunu ve iradesini asla kıramazsınız.” (MA)
Gazete Duvar
