AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin genel merkezinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve İdare Heyeti (MKYK) toplantısı devam ederken açıklama yaptı.
Çelik, toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek periyoda ait çalışmalar hakkında MKYK üyelerine bilgi verdiğini aktardı.
AK Parti’nin bugün büyük kongresini gerçekleştirdiğini hatırlatan Çelik, “Artık önümüzdeki devirde 2023 seçimleri, 2024 seçimleri ile ilgili olarak bu MKYK’mız partimizin en üst idare organı olarak içinden çıkardığı MYK’mızla birlikte bütün bu siyasi süreçleri yönetecek” diye konuştu.
Kongrede, Cumhur İttifakı’nın birliğinin ve beraberliğinin altının çizildiğine dikkat çeken Çelik, “Geleceğe dönük irademizin altı çizildi ve bu formda milletimizin huzurunda yeni bir takım ile AK Parti yeni devri kucaklayacak. Yeni devirde bu siyasetleri MKYK’mız ve MYK’mız takip edecek. Bu MKYK’dan sonra arkadaşlarımız bir tanışma yemeği yiyecekler ve bu hoş günü, bu özel günü bu formda tamamlamış olacağız” dedi.
‘KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ CUMHURBAŞKANIMIZIN TAKDİRİNDE’
Çelik, kabine değişikli tartışmalarına ait soru üzerine, şunları söyledi:
“Genel Liderimizin, Cumhurbaşkanımızın takdirinde bir mevzu. Benim onunla ilgili var ya da yok demem ya da şu tarihte olacak demem üzere bir şey kelam konusu değil. Ancak siz de hepiniz bilirsiniz, hepiniz uzun vakittir Ankara’da misyon yapıyorsunuz. Bu tip durumlardaki bütün varsayımlar boşa çıkar, ne vakit yapılacağı, nasıl yapılacağı büsbütün Cumhurbaşkanımızın takdirindedir. O listelerin de her vakit yanlış olduğunu, birçok kere uydurma olduğunu hepiniz görmüşsünüzdür. Ankara siyasetinin cilvelerinden bir tanesi bu kabine revizyonun ne vakit olacağını düşünmek ve kıymetlendirmek, bunu konuşmak, bununla ilgili varsayımlarda bulunmak. Ancak dediğim üzere o, Cumhurbaşkanımızın takdirinde olan bir mevzudur.”
‘KİM NE DERSE DESİN BAYAN HAKLARINI GÜÇLÜ BİR BİÇİMDE SAVUNUYORUZ’
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi ve çekilme metoduna ait tenkitlerin hatırlatılması üzerine Çelik, çekilmede metoda ait bir sorunun olmadığını savundu.
Hâkim bir ülke olarak Türkiye’nin bu hakkını kullanmasının değerli olduğunu belirten Çelik, “Hepimizin odaklanması gereken mevzu, bayanların kazanımlarının daha çok nasıl artacağıdır, bayana şiddetin önlenmesiyle ilgili daha çok ne yapacağımız mevzusudur. Bayanların kazanımlarının artması ya da bayana şiddetin önlenmesi politik bir tercih değildir, ahlaki bir zorunluluktur. Siyaset kurumu, hükümet bunu farklı enstrümanlarla yapabilir” diye konuştu.
“Burada çok netiz, kim ne derse desin bayan haklarını güçlü bir halde savunuyoruz, bunu ahlaki bir mecburilik olarak görüyoruz, bunun altını çiziyoruz” diyen Çelik, şöyle devam etti:
“Buradaki müspet ayrımcılığın da altını çiziyoruz. Zira sistematik olarak geri bırakılmış, şiddetle karşı karşıya kalmış, kazanımları çeşitli sebeplerle tarih içerisinde ellerinden alınmış bayanlara rastgele bir halde bir müspet ayrımcılık uygulamak rastgele bir dengeyi bozan, rastgele bir halde yanlış siyaset sonucu doğuran bir problem değildir. Tam aksine bu kavramlar bayanların büyük uğraşı, onurlu uğraşı, görkemli çabası sayesinde elde edilmiştir.”
‘KADINA ŞİDDETLE ÇABAYI BİLEŞENLERLE İSTİŞARE ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, başbakan olduğu periyottan itibaren hükümetlerin yaptığı işlerin ve bu bahse verdiği ehemmiyetin açık olduğunu söyleyen Çelik, “Hem kamusal hayatta hem siyasi hayatta bayanların yer almasıyla ilgili, bayana şiddetin önlenmesiyle ilgili, bayan haklarının korunmasıyla ilgili, bu bizim için yalnızca politik bir tercih değil bu bizim için tıpkı vakitte ahlaki ve insani bir mecburilik. Biz politik istikametimizi ahlaki ve insani bu zorunluluğun üzerine yerleştiriyoruz” sözlerini kullandı.
Çelik, bu şuurla hareket ettiklerini belirterek, “Biz bayan haklarını güçlü formda savunmaya devam edeceğiz, bayanlarımızın kazanımlarını muhafazaya ve artırmaya güçlü formda devam edeceğiz. Birebir biçimde bayana karşı şiddetle uğraş konusunda bileşenlerle birlikte istişare etmeye, bununla ilgili olarak yapılması gerekenler konusunda üstümüze düşeni her vakit olduğu üzere yapmaya ve daha fazlası gerekiyorsa onu da yapmaya hazır olduğumuzu tabir edeceğiz” dedi.
‘KÜLTÜREL ÇALIŞMA YAPILMASI GEREKİYORSA ÜSTÜMÜZE DÜŞENİ YAPARIZ’
Sorunun öncelikle kültürel olduğunu belirten ve aileden, çocukların yetiştirilmesinden, sokaktaki gündelik hayattan başlayarak bir hassaslık oluşturulması gerektiğine işaret eden Çelik, her türlü yapan tenkit ve fikre de açık olduklarını lisana getirdi.
Çelik, “Kadına karşı şiddetle sonuna kadar çaba edeceğiz, odunsuz halde çaba edeceğiz, sıfır toleransla uğraş edeceğiz. Bu kararlılığımız için kültürel çalışma yapılması gerekiyorsa üstümüze düşeni yapmaya hazırız, yasa çıkarılması gerekiyorsa daha fazla onu da çıkarmaya hazırız” diye konuştu.
‘MACRON’UN KULLANDIĞI LİSAN FAŞİSTLERİN DİLİDİR’
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Türkiye’nin yaklaşan Fransa seçimlerine müdahale edebileceğine ait açıklamalarına yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine Çelik, şu karşılığı verdi:
“Sayın Macron’un Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığı son görüntü konferans görüşmesi son derece olumlu geçmişti. Doğrusunu söylemek gerekirse hepimiz Sayın Macron’un oradaki çizgisini muhafazasını çok istek ederiz. Zira orada bölgemizdeki büyük problemler, yani Akdeniz’deki, Suriye’deki, Libya’daki meseleler konusunda olağan ki esaslı bağlarımız olan, müttefikimiz olan Fransa’yla biz samimi ve yapan bir diyalog içerisinde olmak isteriz, yakın bir çalışma içerisinde olmak isteriz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhataplarıyla diyaloğa her vakit açık söylediğini söz eden Ömer Çelik, “Sayın Macron’un açıklamasının o son görüntü konferansta ortaya koyduğu çizgiyle uyumlu olduğunu söyleyemeyeceğim. Burada Türkiye’nin işte orada bir stadyumdaki bir caminin Türkiye’nin art bahçesi üzere kullanıldığı formundaki yaklaşım son derece yanlış bir yaklaşımdır. Avrupa’daki çok sağcıların lisanıdır bu, Avrupa’daki faşistlerin lisanıdır. Biz bu mevzuda açık bir diyalog içerisinde olmak isteriz Fransız yönetimiyle” dedi.
‘BİR DEVLET, ÖTEKİ BİR DEVLETİ SUÇLUYORSA KANITLASIN’
Çelik, seçimlere müdahale argümanlarıyla ilgili de “Seçimlere müdahale ile ilgili rastgele bir devlet bir öbür devleti suçluyorsa ortaya somut bir delil koysun. ‘Ben bu türlü varsayım ediyorum, bu türlü düşünüyorum, bu türlü değerlendiriyorum’ gibisinden bir yaklaşımın diplomatik lisanda ve teamülde yeri yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
Macron’un açıklamasını düzeltmesini beklediklerini lisana getiren Çelik, “Dolayısıyla biz bunun düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Umarız bu ifadeyi düzeltirler. Bizim hiç kimsenin iç işlerine, seçimlerine karışmak üzere bir dileğimiz kelam konusu olamaz. Alışılmış ki her ülkede Türkiye’yle daha uyumlu çalışabilecek idareler iş başında olsun isteriz, doğal ki bölge sıkıntılarını bir arada aşabileceğimiz yapan idareler iş başında olsun isteriz” sözlerini kullandı. (ANKARA/AA)
Gazete Duvar
