Kıbrıslı hukukçular, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, KKTC Anayasa Mahkemesi’nin Kur’an kursuları ile ilgili kararını eleştirmesini bağımsız yargıya müdahale olarak kıymetlendirerek Lefkoşa Yüksek Mahkemesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Yargılama süreçleri bağımsız bir halde yürütülmezse, varılacak kararlar siyasi iktidarın inhisarına kalır ve adalete değil ideolojilere hizmet eder” denildi.
KKTC Anayasa Mahkemesi’nin Kur’an kursları ile ilgili kararının AK Parti tarafından eleştirmesi adada reaksiyon ile karşılandı. Kıbrıs Türk Barolar Birliği Kurulu, Kent Baroları üyesi çok sayıda avukat ve siyasetçi Lefkoşa Yüksek Mahkemesi önünde bugün bir ortaya gelerek “yargı bağımsızlığına sahip çıkıyoruz” pankartı açarak aksiyon yaptı.
‘AĞIR BİR AKINA DÖNÜŞMÜŞTÜR’
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Lideri Hasan Esendağlı harekete katılanlar ismine basın açıklamasını okudu. Esendağ, KKTC’de yargı bağımsızlığına müdahaleyi kabul edilemez bulduğunu kaydederek, “Anayasa Mahkemesi tarafından 15.4.2021 tarihinde verilen kararın akabinde, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok yetkilinin, kararın içeriğini bilmeden ya da taammüden çarpıtarak yaptığı açıklamalar, yargı organımıza yönelik ağır bir hücuma dönüşmüştür” dedi.
‘TEMEL KIYMETLERE TAARRUZ İÇİN MATERYAL OLARAK KULLANILIYOR’
KKTC’li hukukçuların yaptığı açıklama şöyle:
“Kararın açıklanmasından sonra, palavra haberlere dayanılarak verilen kışkırtıcı demeçler, toplum içinde hınç ve linci körüklemeye yöneliktir.
Mahkemenin kararı, Kıbrıs Türk toplumunu var eden en temel kıymetleri atak altına almak için mazeret olarak kullanılmıştır.
Bu noktada hukukun üstünlüğünü ve hakikate dayalı adaleti savunabilmek için başta hukuk uygulayıcılarının ve toplumun her kısmının gereken tepkiyi göstermesi çok kıymetlidir.
Yargı bağımsızlığı, yalnızca mahkemelerin değil; siyaset ve demokrasinin de garanti altına alınması için elzemdir. Toplum içindeki farklılıklara eşit uzaklıkta durup, tüm kısımların hak ve özgürlüklerini koruyacak olan yargı organıdır.
Kuvvetler ayrılığı prensibine nazaran farklı misyon ve yetkileri olan yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirinin üstünde egemenlik kurması ve baskı uygulaması hukukun üstünlüğüne dayanan sistemi ortadan kaldırır.
‘ADALETE DEĞİL İDEOLOJİLERE HİZMET EDER’
Özcesi hukuk devleti ile yargı bağımsızlığı ortasında hayli sıkı bir bağ vardır.
Gerek idari yargı gerekse anayasa yargısı, devleti yönetim eden siyasalların keyfi, hakkaniyete karşıt ve eşitliği ortadan kaldırıcı uygulamalarının önüne geçecek hayati birer araçtır.
Yargılama süreçleri bağımsız bir biçimde yürütülmezse, varılacak kararlar siyasi iktidarın inhisarına kalır ve adalete değil ideolojilere hizmet eder.
Böylelikle idarede olan siyasi görüşün egemenliğine muhalif olan kısımların hak ve özgürlükleri hukuka ters bir formda sonlandırılır ve insan hakları yok sayılır. Tarihî süreç, bunun acı ve yakın örnekleri ile doludur.
Halbuki yargının misyonu, hukuksal eşitliğin sağlanması ve iktidarın keyfi uygulama yapmasının engellenmesidir. Bu noktada mahkemelerin, hiçbir kişi yahut bölümün yahut siyasi otoritenin tesiri altında kalmadan karar verebilmesi gerekir.
Anayasamızın 136. hususunda yargıçların, bağımsız ve hukuka uygun karar verirken hiçbir kesim tarafından kendilerine talimat verilemeyeceği, genelge gönderilemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunulamayacağı belirtilmiştir. Kararlar tartışılabilir, eleştirilebilir fakat egemenliği elinde bulunduranlar tarafından tehdit edici formda linç gereci haline getirilemezler.
‘KKTC YETKİLİLERİNİN AÇIKLAMA YAPMAMASI KABUL EDİLEBİLİR DEĞİLDİR’
Mahkeme kararının akabinde öteki bir ülkenin siyasi liderliğinin, KKTC Yüksek Mahkemesi’ne, tehdit ve hakaret dolu bir jargon kullanmasını; gaye göstermesini bir kırılma noktası olarak görüyoruz. Lakin daha da kıymetli olan Anayasa’ya nazaran yürütme erkini kullanan KKTC’deki yetkililerin, yargının bağımsızlığına yönelik tek bir açıklama dahi yapmamalarıdır. Bu, kabul edilebilir değildir. Bu gelecek kuşaklara izah edilebilecek bir şey değildir.
Biz Kıbrıs Türk Barolar Birliği ismi altında örgütlü bulunan avukatlar olarak toplumun tüm kesitleriyle birlikte, yargının işleyişine dönük tüm ataklara karşı hukuk devletinin temeli sayılan yargı bağımsızlığını her şartta savunmaya devam edeceğimizi bildiririz.
Hareket kararının açıklandığı andan itibaren sahip çıkan, dayanak beyan eden, bunun adeta toplumsal bir harekete dönüşmesini sağlayan ve bugün şahsen buraya gelen herkese sonsuz teşekkür ederiz.” (ANKA)
Gazete Duvar
