CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı İstanbul Mukavelesi ile ilgili kararı üzerinden eleştirirken, Merkez Bankası’ndaki değişimle ilgili de “Cuma günü 450 milyon dolar satıldı. Kime satıldı, kim voliyi vurdu bilinmiyor” dedi.
CHP’nin Meclis kümesi toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
SABAH HANGİ KABUSA UYANACAĞIMIZI BİLMİYORUZ: O denli bir noktaya geldik ki akşam yatarkan yarın sabaha ne olacağını bilmiyoruz. Sabah kalktığımızda hangi kabusa uyanacağımızı da bilmiyoruz. Zira devlet yönetilmiyor. Devlet kinle, intikam hissiyle, cehalet içinde yönetilmez. Birilerinin hâkim güçlerinin talimatıyla Türkiye Cumhuriyeti devleti yönetilemez. Geldiğimiz nokta budur.
Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanlık yapmış, başbakanlık yapmış, barajlar hükümdarı olarak milletin gönlünde yer almış bir kişiyi Konya Selçuk Üniversitesi’nden onun ismini taşıdığı Kültür Merkezi’nden ismini siliyorsunuz. Hangi geleneğimize, hangi töreye sığar? Bu kadar kin, bu kadar öfke nasıl oluyor?
‘SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER’
HDP’YE KAPATMA DAVASI TALİMATI: Bir bakıyorsunuz, bir milletvekili attığı bir tweet hasebiyle dokunulmazlığı kaldırılıyor. Yıldırım süratiyle milletvekilliği düşürülüyor. Hangi adalet bu? Saraydakiler Müslümanlığı kimseye bırakmıyorlar. Onların dışında bu memlekette hiç Müslüman yok. Bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz siz? Çabucak yıldırım suratı ve talimatla bir partinin kapatılması için derhal Cumhuriyet Başsavcılığı’na bunu kapatın diyorlar. Seçimle gelen seçimle masraf.
42 MİLYON BAYANA İHANET: Bayana yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla gayrete dair Avrupa Kurulu kontratını bir kişi kalktı dedi ki; ‘ben feshediyorum.’ Resmi Gazete’de gördüm. Kimsin sen? Kinle, öfkeyle devleti yönetiyorsan onu biliyoruz. Siyaseti cep doldurma aracı olarak gördüğünü de biliyoruz. Yandaşlarına milyar dolarları kazandırdığını da biliyoruz. İşi olanı işinden ettiğini de biliyoruz. Lakin 42 milyon bayana ihanet edeni de artık şimdi biliyoruz ve öğreniyoruz.
1923 yılında Cumhuriyetimizi kurduk. Cumhuriyet aslında halkçılık demektir. “Egemenlik, kayıtsız kuralsız milletindir” ideolojisinin özü Cumhuriyettir. Bir kişinin değil, padişahın değil, milletindir. O vakit bir kişi egemenlik hakkını tek başına kullanamaz. Yasama ve yargının üzerindeki vesayet münasebetiyle bir kişi egemenlik hakkını kullanıyor ve kalkıyor bir sabah 42 milyon bayanın hakkını ellerinden alıyor. Bu Cumhuriyet kurulurken, bu ülkenin bayanlara büyük ehemmiyet verilmiştir. 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat kanunu çıktı bayan ve erkeğin eşit eğitim alma hakkı verildi. 1926 yılında bayanlara en büyük hakkı veren Uygar Kanun kabul edildi. 1930 yılında bayanlara mahallî seçimlere girme hakkı verildi. 1934 yılında genel seçimlere katılma, seçme ve seçilme hakkı verildi. Bayana harika büyük değer veriliyor. Kendisini gelişmiş sayan ülkelerden daha önde kimi kurallar getiriyor.
Bir sabah kalktık bu parlamentodan oy birliğiyle çıkan, kendisinin de imzaladığı bir mukaveleyi ben feshettim diyor. Kime danıştın, kime sordun, hangi bayanlara sordun sen? Bu bayanların nasıl şiddete uğradığını sen biliyor musun? Birden fazla vatandaşımız bu kontratın içeriğini tam bilmiyor.
‘SÖZLEŞMENİN EMELİ BAYANLARI HER TÜRLÜ ŞİDDETE KARŞI KORUMAK’
YERE GÖĞE SIĞDIRAMIYORLARDI: Mukavelenin hedefi nedir? Bu kontratın maksadı, bayanları her türlü şiddete karşı korumak ve bayana karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak. Artık bütün bayanların huzurunda Erdoğan’a soruyorum; sen bunun neresine karşısın? Bir öteki husus; bayana her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve bayanları güçlendirmek de dahil olmak üzere, bayanlarla erkekler ortasında kıymetli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak. Tekrar bütün bayanların huzurunda Erdoğan’a soruyorum; bu cümlenin nesine karşısın? AK Partililerin, MHP’lilerin ağzında güller vardı birinci biz imzaladık diye. Yere, göğe sığdıramıyorlardı. Eller kalktı, eller indi. Oy birliği ile. Konuşanların hepsi, “Bu muvaffakiyet Türkiye’nindir” diye laflar etti. Bir kişi kalktı bir gece yarısı kontratı feshetti. Neye nazaran? Hukuka nazaran mi ahlaka nazaran mi? Bu türlü bir anlayış Ortadoğu’da yoktur.
MUSTAFA ŞENTOP’A REAKSİYON: En çok ses çıkarması gereken TBMM Başkanı’dır. Milletin iradesi gasp edilmiştir. Burada 600 milletvekili var. Buradan oy birliği ile geçti. “Koltuğumu nasıl korurum” arayışı içine giriyor. Koltuğu zorbalık ile koruyanların sonu berbat olur. Bayanların oyları ile o zorba oradan aşağı inecektir buna inanıyorum. Bir hakkı bayanların elinden almak zorbalıktır. Bu devlette zorbalığa asla müsaade vermeyeceğiz. En çok itiraz etmesi gereken kişi TBMM lideridir. Milletin iradesi gasbedilmiştir. O yüzden diyorum, sen kimsin?
O ZORBAYI ORADAN İNDİRECEKSİNİZ: Bu kontratının 56. hususunun 1.fıkrası şöyle: Mağdurun en azından kendisinin yahut ailesinin tehlikede olabileceği durumlarda failin kaçması yahut süreksiz yahut kesin olarak hür bırakılması halinde mağdurun bilgilendirilmesini sağlamak diyor. Ne oldu? Daha dün. Hapishanede çıkan kişi gitti eski karısını öldürdü. Bu düzenleme varolan kanunlarımızda yok. İstanbul Mukavelesi’nde vardı. O bayanın günahı sarayda oturanın boynundadır. Adım üzere biliyorum; o zorbayı oradan indireceksiniz. Kimse bayanların önünde takoz olmayacak.
‘EKONOMİ VAR BİR DE ERDONOMİ VAR’
450 MİLYON DOLAR KİME SATILDI: Evvelce denirdi ki bir ay sonra, bir hafta sonra ne olacak. Artık yatıyoruz, bir gün sonra ne olacak? İzlenen iktisat siyaseti dünyada alay konusu. İktisat var bir de erdonomi var. Erdonomi ne demek, 128 milyar doları birilerine vermek. Erdonomi ne demek iktisattan bihaber olmak, istediği adamı istediği vakit misyona getirip istediği vakit vazifeden almak Erdonomi ne demek? Cuma günü 450 milyon dolar satıldı. Kime satıldı, kim voliyi vurdu bilinmiyor. Açıklanır mı, açıklanmaz. Evvelden bir kişi çalışır bütün aileye bakardı. Artık 83 milyon kişi çalışıyoruz saraya ve Londra’daki bir avuç tefeciye bakıyoruz. Biz bu ülkede bayana şiddeti önleyeceğiz. Biz herkesin huzur içinde yaşamasını sağlayacağız. Her meskende tencerenin kaynamasını sağlayacağız. İşsizlik belasını bitireceğiz. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
