Saadet Partisi Umum Yöneticisi Temel Karamollaoğlu partisinin umumi merkezinde düzenlediği basın içtimasında gündeme ait açıklamalarda bulundu. CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu’na Twitter paylaşımları nedeniyle verilen mahpus cezasını eleştiren Karamollaoğlu, iktidardan gelen ‘İslam iktisadına geçmemiz gerekli’ açıklaması için de, “önce israfı kesin” değerlendirmesini yaptı.
Karamollaoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
IMTIHAN ACELEYE GETİRİLDİ: Bu hafta sonu 2.5 milyon gencimiz YKS’ye girecek. Ben öncelikle bu imtihanlara girecek bütün talebelerimize muvaffakiyetler diliyorum. Lakin test tarihlerinin mekteplilerin ruhsal durumlarını dikkate almadan değiştirilmesi, ne yazık ki talebelerimizin psikolojisini etkiledi. Kendi torunlarımdan biliyorum bu süreçten etkilendiler tıpkı bütün gençler üzere. Burada acelecilikten kaynaklanan bir kusur var. İktidarın bundan sonra alacağı kararlarda oluşturacağı menfi etkiyi dikkate alması gerektiğini vurgulamak istiyorum. Ivedi ile alınan kararlar pişmanlığa sebep olur! Burada gençlere seslenmek istiyorum; Bu testin gelecekleri için değerli bir gün olduğunu unutmamalarını karşılaştıkları zorlukları itidalle karşılamaları gerektiğini, aksiliklerden ruhsal olarak çıkmalarını tavsiye ediyorum.
AVUKATA YEŞİL PASAPORT VERECEĞİZ DEYİP ANKARA’YA SOKMUYORLAR: Muhterem arkadaşlar bildiğiniz üzere gündemin kıymetli mevzularından birisi de Pazartesi günü vuku bulan savunma yürüyüşünde yaşananlardı. Avukatların yürüyüş hakkı ne yazık ki polis zoru ile engellendi. Akabinde ise dün avukatların Ankara’ya girişine müsaade verildi. Bakınız adalet herkese lazım, yürüyüş hakkı anayasal bir haktır. Bunun engellenmesi gerçek değildi. Bugün iktidarda bulunanlarda yarın muhalefete düşerlerse yürüyüş yapmaya muhtaçlık duyabilirler. Avukatlara yeşil pasaport vereceğiz diyen iktidarın tıpkı avukatları Ankara’ya sokmamaya çalışması ise siyasi bir çelişkidir. Bu iktidar artık yürüyüşe dahi tahammül edemez bir hale geldi! Burada çoklu Baro tartışmalarına da değinmek istiyorum. Biz bu tartışmaları hakikat bulmuyoruz. Burada bir kamplaşma meydana gelecekse, yandaş baro ters baro üzere durumlar ortaya çıkacaksa bizim bugüne kadar ısrarla üzerinde durduğumuz kutuplaşma burada meydana gelir. Bizim devlet olarak en çok dert çektiğimiz bahislerin başında kamplaşma geliyor. Bunun hiç değilse hukukta olmaması icap eder. Barolar içerisinde bir ekip kanuni düzenlemelere muhtaçlık var mı? Evet bunun var olduğu kanaatindeyiz. Baro içerisinde farklı görüşte bulunan kesitlerin temsilcilerinin de bulunacağı bir düzenleme yapılmalı. Varsa bir çekişme kendi içlerinde meydana gelir fakat bu bütün adalet mekanizmasına yansımaz.
FRANSA KENDİ GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞSİN: Libya’da iktidarın takındığı vaziyet isabetli bir haldir. Libya’yı bölünmeye götürme tehlikesi arzeden ve BM nezdinde yasal olmayan Hafter ve yandaşlarının bir an evvel bu savaştan çekilmesinin Libya’nın geleceği tarafında büyük kıymet arz ettiği kanaatindeyiz. Batılıların Libya’ya ehemmiyet vermesinin tek sebebi Libya’nın petrol kaynaklarıdır. Fransa’nın küstahça ortaya çıkıp bir grup açıklamalar ve kışkırtmalarda bulunmasını telin ediyorum. Fransa sömürgeciliği her vakit önde bulunduran bir memleket olmuştur. Evvel kendi geçmişi ile yüzleşmelidir. O denli zalim bir anlayışı var ki nereye girmişse o devletin lisanının kullanılmasını yasaklamıştır. İşte bu sömürgeci mantığın doruğudur. Farklı sömürgeciler de var lakin Fransızlar kadar hain bir vaziyet sergileyen öteki sömürgeciler olmadı. Osmanlıyı itham ederler, Osmanlı bu coğrafyada yüzyıllarca kaldı lakin kimsenin lisanına müdahale etmedi. Siz 50 yıl işgal ettiğiniz mekandaki kişilerin lisanını rafa kaldırdınız.
TARİH GERÇEKLERİ MUHARRIR: Bizim üzerinde en çok durduğumuz bahislerden birisi liyakat konusu. Yani bir mevkiye tayinde bulunulacaksa o mevkinin ehli olan kişileri iş başına getirmek gerekir ki o iş düzgün yapılsın kolay yapılsın. Bu iktidar en çok bu noktada zaafa uğruyor. İstisnası var yalnız; hadiseleri tersyüz etmekte hadiseleri aykırısından okumakta mahir olan kişileri vakit devir iş başına getirerek fotoğrafı diğer türlü göstermeye çalışıyor. İşte bu beceriyi gösteren kişileri nasıl olduysa iş başına getirdiler. Vatandaş işsizlikten kırılıyor bu arkadaşlar diyor ki işsizlik azalıyor. Vatandaşın iktidara olan inancı azalıyor bunlar diyor ki tam aksisi inanç endeksi arttı. Biz şunu bilmeliyiz ki gerçekleri gizleyerek memleketin meselelerini çözüyorsunuz kanaatini vatandaşta uzun vadede oluşturamazsınız. Şu anda gelinen noktada şikayetler var. Bunu görmezseniz önlem alamazsınız bunun size zararı olur. Adalete itimat kalmadı en değerlisi iktidara itimat kalmadı. Artık bu inancı kaybettikleri için seçimi de kaybedeceğiz kaygısı ile acep bir yolunu bulur da daha az oy almamıza karşın iktidarda nasıl kalırız sevdasına düştüler. Bu işin sonuna gelindi artık önemli önlemler almazlarsa yahut gitmeye gönülden razı olmazlarsa hem kendilerine hem bu devlete çok büyük zararlar verirler. Tarih bunu muharrir siz kahramanlık türkülerini ne kadar yüksek sesle söylerseniz söyleyin tarih gerçekleri müellif. Bundan kaçamazsınız…
İSLAM IKTISADI DİYORSAN NEMADAN VAZGEÇECEKSİN: Bu iktidar zihin karışıklığı da yaşıyor. Sahiden iktidar en hafif tabirle önemli bir baş karışıklığı yaşıyor bir vakitler “faiz dünya gerçeğidir” diyenler artık İslam iktisadına geçmemiz gerek diyor. Biz de soruyoruz bu nasıl olacak tabiri caizse bu ne perhiz ne lahana turşusu demekten kendimizi alamıyoruz. İktidarın durumu trajik komik bir manzara veriyor. Fakat bu iktidar daha dün salgın sürecinde bu milleti getirili kredilere mahkum etti. Türkiye’de bu yıl 920 bin kişi birinci kez hayatında muhtaçlık kredisi kullandı. Bu kurallarda çıkıp İslam iktisadına geçmemiz lazım demenin mantığı nerede? Bir şeyin başına İslam sözünü ekleyince o İslam olmaz… Çok açık söylüyorum; Müslüman yalan söyleyemez. Müslüman zalim olamaz. Müslüman yolsuzluk yapamaz, rüşvet alıp veremez. Müslüman şeffaf olur, gerçekleri söyler. Müslüman önündekine ne yapılıyorsa kendisine de yapılmasını kabul eder. İslam iktisadı diyorsan israftan vazgeçeceksin. Yolsuzluk ve rüşvetin kökünü kazıyacaksın. Kamu malına sahip çıkacaksınız. Adil olacaksınız şeffaf ve hesap verebilir bir konumda kendinizi tutacaksınız. İslam iktisadı diyorsan faizci siyasetlerden vazgeçeceksin. Soruyorum 2019 da ne kadar getiri ödediniz? 2020 de ne kadar ödeyeceksiniz? 18 yıllık iktidarınızda 1 trilyon 400 milyar lira nemaya para ödendi. Ben sizlere söyleyeyim bu iktidar geçen yıl günde 247 milyon lira saatte ise 11 milyon lira nema ödedi. 2020 yılı için ödenecek getiri ölçüsü ise 140 milyar lira olması bekleniyor.
GÜYA RÖVANŞ ALINIYOR: Canan Kaftancıoğlu’nun 7-8 yıl önce attığı tweetlerden ötürü verilen ceza onandı. Garip durumlar var burada bir numara gariplik tarih tam 23 Haziran’a denk geldi, özelliği ne mahalli seçimlerde İstanbul’u iktidar partisinin büyük bir rakamla kaybetmiş olması. Güya bunun rövanşı alınıyor üzere. Ama daha da garip olanı şu 7-8 yıl önce atılan bu tweetleri cezai müeyyide için kullanırsanız, şu an da iktidar partisinin ne milletvekilleri ne bölge liderleri arasında ceza almayacak bir kişi kalmaz. Çıkarsınlar bütün tweet’leri. Bunlar hata değil lakin CHP’li birisinin attığı tweet onun ağır bir ceza almasına vesile oluyor. Birazcık gerçeklerle yüzleşin. Bilhassa yargıçlara savcılara sesleniyorum. İktidar partisinin mensuplarının attığı tweetler ne olacak? Onlar günahsız zira zemzem suyu ile yıkanmışlar. (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
