ANKARA – Korona virüsü salgını sürecinde aylardır kapalı olan ve devletin kendilerine kâfi dayanağı vermediğini belirten esnaf ve çalışanlar bir ortaya geldi. Ankara’da yüzün üzerinde işletmenin ve binlerce çalışanın iştirakiyle kurulan Kafe-Bar-Restoran Çalışanları ve İşletmecileri Dayanışma Platformu, (KA-BA-RE) yaşadıkları sıkıntıları kamuoyuna ve hükümete duyurabilmek için çeşitli hareketler yapma kararı aldı.
‘AMACIMIZ MECLİS’E GİDİP SESİMİZİ DUYURABİLMEK’
Ankara’nın merkezi Kızılay etrafındaki işletmelerin ve çalışanların pandeminin öncesinde de problemler yaşadığını ve örgütlenme çalışmaları yürüttüğünü belirten KA-BA-RE platformundan işletmeci Oğulcan Aşkın, salgın periyodunda işletmelerin kapalı olmasıyla “nefes alamaz” duruma geldiklerini belirtti ve platformun kuruluş maksadını şöyle anlattı: “Bu platformun kurulmasının sebebi yaşadığımız özlük hakkı ihlalini duyurabilmek, hükümet birçok yeri açabiliyorken bizim işyerlerimizi açmamasından kaynaklı yaşadığımız sorunlara karşı bir kamuoyu oluşturabilmek. Bize karşı yapılan haksızlıklar var ve süreç ilerledikçe sosyolojik, ruhsal ve ekonomik olarak çöküntü yaşanıyor. Emelimiz kamuoyu oluşturabilmek, hakkımızı arayabilmek, Meclis’e gidip sesimizi çıkarabilmek ve bir halde sesimizi duyurabilmek. Zira biz kederimizi anlatmazsak beşerler halimizi anlamaz. Bizim kapalı olduğumuzu beşerler biliyorlar ancak hangi sorunları yaşadığımızı bilmiyorlar. Bu sorunlar de gün geçtikçe hayati duruma gelmiş durumda.”
‘AÇMIYORSAN DA SAHİP ÇIK’
Yaşadıkları zorlukların yalnızca ekonomik olmadığını, birçok farklı sıkıntıyla birlikte intihar eden işçi sayısının her geçen gün arttığını belirten Aşkın, “Ekonomik dertlerimiz az değil lakin çok net bir ayrımcılık var. Hükümet tarafından yapılan yer statüsü ayrımcılığı kelam konusu. Oteller, otellerin barları, konferans salonları, AVM’ler, kayak merkezleri, spor merkezleri açıkken güya hastalığın sebebi bizim yerlerimiz üzere davranılıyor olması, bu yüzden kapalı tutuluyor olmamız, buna karşın bir sürü özlük hakkımızın ihlali kelam konusu” dedi.
Alkol satış ruhsatı ödemelerinin pandemide de devam etmesinden kiraların ödeme zorunluluğuna kadar birçok ekonomik yükümlülük altında olduklarını ve taleplerinin hükümet tarafından kabul edilmediğini belirten Oğulcan Aşkın, şöyle devam etti: “Bizim sıkıntımız ekonomik meselelerin yanında, yok sayılıyor da olmamız. Yerlerin tekrar açılmasını doğal ki talep ediyoruz fakat toplum sıhhati bizim için çok kıymetli. Bunu yadsıyarak mekanımızı açın diyemeyiz. Zira biz AVM sahipleri değiliz. ‘Açmıyorsan da sahip çık’ diyoruz. Ya kapatma ya da sahip çık.
Oğulcan Aşkın ‘GELECEKTE BORCA ÇALIŞACAĞIZ’’
Türk Tabipleri Birliği’yle yaptığımız görüşmelerde yerlerin kapalı olması durumunun nisan ayına kadar devam edebileceğine dair bilgi aldık. Bu bölümün çöküşü manasına geliyor. Biz gelecekte de borca çalışacağız. Şu an yaratılan bir yıllık durumun faturası bize aslında üç yıllık. Zira kredi çekmeyen, borca batmayan, kira borçlarını ödemek için sorun çekmeyen işletme kalmadı. Devlet bizi bu bahiste yalnız bıraktı. Ankara’da, Beyoğlu’nda ya da Türkiye’nin rastgele işlek bir caddesinde bir çeşit atsanız göreceğiniz kiralık ya da satılık ilanları gözünüzü yaşartır. Büyük ihtimalle pandemi bittiğinde birçok işletmecinin yapacağı şey ziyanına dükkânı devretmek zorunda kalmak ya da direkt iflas olacak. Şu an dükkanlar kapalı olduğu için kimse batamıyor. Dükkanlar açılsa muhtemelen süratlice batma süreci yaşanacak.”
‘ASIL EMELİMİZ BÜROKRASİYE, KAMUOYUNA SESİMİZİ DUYURABİLMEK’
İstanbul, İzmir ve Bursa başta olmak üzere öbür vilayetlerde de işletmeci ve çalışanların kurdukları platformlarla ortak aksiyonlar düzenleyeceklerini belirten Aşkın, atacakları adımlara dair de şunları söyledi: “Meşru haklarımızı savunacağız ve eylemliliklerimiz olacak. Hak ihlaline uğrayan işletmeciler, işçiler olarak kamuoyu oluşturacağız. Asıl hedefimiz kamuoyuna, bürokrasiye sesimizi duyurabilmek ve yatırım alabilmek. Aksiyonlarımız bu vakte kadar yapılanlardan daha estetik, daha zekice olacak. Toplumun bir kısmında bizimle ilgili ön yargı var. ‘Onlar rahattır canım ‘bar’cı onlar. Onlar çok para kazanıyor’ diyebiliyorlar. Hayır. Benim de işveren olarak minimum fiyatın bir üstü para cebime giriyor. Son iki yıldır Türkiye’de aslında ekonomik durum sorunlu. Kamuoyu oluşturduğumuzda dayanak alabileceğimizi düşünüyorum.
‘ÖRGÜTLENİRSEK GÜÇLENECEĞİZ’
Bar üzere işletmelere pandemi sürecine ekonomik takviye verilmemesinde iktidarın alkole dair bakış açısı da tesirli. İktidar burada kendi en büyük paradokslarından birini yaratıyor. En çok parayı bizden kazanıyor. Midene giren bira arabana giren akaryakıttan daha kıymetli. Bu dünyanın en saçma ikilemi. Bizden vergi manasında inanılmaz bir gelir elde ediyor lakin bir yandan da bizi kapatıyor. Pandemide devlet alkole yüzde 17 artırım yaptı. Bizi öldürdü bir de üzerimize basıp çiğniyor. KA-BA-RE’nin hedefi pandemi sürecini atlatabilir ve hak kazanımları elde edebilirsek devam edecek süreçte de mesleksel örgütlenme kurup barların ve yerlerin devletin karşısındaki yalnızlığını sona erdirebilmek. Örgütlenirsek güçleneceğiz. Alkollü yerler daima vardı daima var olacak. Buraları kültür yerleri, toplumsallaşma yerleri olarak düşünmek gerekiyor.”
Gazete Duvar
