ANKARA – Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ortasında yaşanan birçok siyasi tartışma, Erdoğan tarafından yargıya taşındı. Man Adası tezinden, “sözde Cumhurbaşkanı” açıklamasına kadar Kılıçdaroğlu hakkında bugüne kadar milyonlarca lira kıymetinde onlarca dava açıldı.
Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’in verdiği bilgiye nazaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na yönelik 2011 yılından sonra 39 farklı tazminat davası açtı. Erdoğan’ın açtığı 39 davadan 21’i sonuçlanarak katılık kazanırken, geri kalan 18 dava hakkında da yargı süreçleri devam ediyor.
Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na açtığı sonucu mutlaklaşan 21 davadan 18’i Kılıçdaroğlu’nun lehine sonuçlandı. Erdoğan’ın kazandığı 2 dava Kılıçdaroğlu’nun başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden CHP önderi lehine dönerken, bir evrak ise Anayasa Mahkemesi’nde bekliyor. Buna nazaran son 10 yılda Erdoğan’ın açtığı 1 davada Kılıçdaroğlu aleyhine karar verildi.
‘KADINLARI DİKİZLİYOR’ DAVASI ANAYASA MAHKEMESİ’NDE
Avukat Çelik, Anayasa Mahkemesi’nde beklenen evraka ait, “Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, kendisine ithafen, “Dolmabahçe’de oturup, Kadıköy’den gelen vapurlardaki bayanları dikizliyor” kelamları nedeniyle Kılıçdaroğlu‘na 100 bin liralık manevi tazminat davası açmış ve kazanmıştı. Bu karara itiraz ettik ve evrak şu an Anayasa Mahkemesinde” dedi.
MAN ADASI DAVASI YARGITAY’DA: OLUMSUZ SONUÇ BEKLEMİYORUZ
Kılıçdaroğlu’nun itirazı üzerine geçtiğimiz aylarda tekrar görülen Man Adası davasında CHP başkanı Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınlarına 197 bin lira tazminat ödemesine karar verilmişti. Celal Çelik, reddi hâkim talebine karşın tıpkı yargıçlar tarafından karar verildiğini tabir ederek, belgeyi Yargıtay’a taşıdıklarını söyledi. Çelik, kararın Yargıtay’dan döneceğine inandıklarını belirterek, “Olumsuz bir sonuç beklemiyoruz. Bizim bütün tenkitlerimiz ve savlarımızın destekleri mevcut. Münasebetiyle negatif bir karar beklemiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
‘DAVALARIN TAMAMI TABİR ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA’
Erdoğan tarafından Kılıçdaroğlu aleyhine açılan davaların tamamının “ifade özgürlüğü” kapsamında olduğunu belirten Çelik, bu davalara karşı çoğunlukla “ispat haklarını” kullandıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun iktidara yönelik bütün tenkitlerinin bir temele dayandığını tabir eden Çelik, hasebiyle yapılan tenkitlerin hukuk çerçevesinde kamu faydası kapsamında değerlendirildiğini söz etti. Bu duruma verilebilecek en iyi örneğin AİHM’nin Kılıçdaroğlu kararı olduğunu belirten Çelik, şu bilgileri verdi:
“CHP başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hakaret davalarına karşı AİHM’de açtığı tabir özgürlüğü davasını kazandı. Bu davaların içeriğinde Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a yönelik ‘din tüccarlığı’ yaptığı tenkidinde bulunmuş, öte yandan Deniz Feneri davasına değindiği konuşmasında ‘yolsuzluk’ vurgusu yapmıştı. Lakin bu evraklar AİHM’den söz özgürlüğü vurgusuyla geri döndü. Hasebiyle o davalarda açılan 5’er bin TL’lik tazminat mahkûmiyetimiz onların aleyhine sonuçlandı. Yani Ankara, Kılıçdaroğlu’na tazminat ödemeye mahkûm edildi. Rastgele bir hukuk devletinin olduğu bir ülkede hiçbir davanın genel liderimizin aleyhine sonuçlanma ihtimali olamaz. Zira Kılıçdaroğlu, somut olaylara dayalı olarak tenkitlerde bulunuyor.”
17–25 ARALIK SONRASI KILIÇDAROĞLU ALEYHİNE DAVALAR ARTI
Kılıçdaroğlu hakkında açılan davaların 17-25 Aralık operasyonları sonrasında arttığını vurgulayan Celal Çelik, bu süreçte Erdoğan’ın talimatıyla Kılıçdaroğlu hakkında AK Partili politikler, bakanlar, küme başkanvekilleri, bağlantı lideri tarafından yapılan şikâyetler sonucu sıklıkla davalar açılmaya başlandığını anlattı. Çelik, yüzlerle tabir edilen bu davalara ait, “Çoğu ya devam ediyor, ya istinafta ya da Yargıtay’da… “dedi.
‘YARGI BİZE YÖNELİK ARAÇ OLARAK KULLANILMAYA BAŞLANDI’
Avukat Çelik, yolsuzlukların CHP başkanı Kılıçdaroğlu tarafından ağır biçimde eleştirildiğini, tenkitlerle ortaya çıkacak gerçekleri saklamak için de iktidarın yargıyı araç olarak kullanmaya başladığını söyleyerek, şöyle konuştu:
“Erdoğan inanılmaz bir biçimde davalar açmaya ve tazminat istemeye başladı. Gerçekler ortaya çıktığı için genel liderimiz da tenkit hakkını elbette kullanacaktı. İşte bu tenkit hakkının kullanılmaması için yargı bize karşı araç olarak kullanılmaya çalışıldı. Sindirme siyasetleri ile davalar açılmaya başlandı. Biz de sayın genel liderimizin talimatı doğrultusunda sindirilmeyeceğimizi söz ettik ve istedikleri kadar dava açsınlar, biz de açılan davalarda ispat hakkımızı kullanacağız dedik ve kullandık. Her kademede hodri meydan dedik ve sonuçta yargı ağır bir baskı altında olmasına karşın birçok belge lehimize sonuçlandı. Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı sürecinde aleyhe açılan yüzlerce davada kaybettiğimiz evraklarda ödediğimiz tazminatlar, kazandığımız belgeler özelinde aldığımız tazminatları geçmiyor.”
Gazete Duvar
