AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısının akabinde açıklamalarda bulundu. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cuma günü planlanan Diyarbakır ziyaretinde “Diyarbakır anneleri” ile de buluşacağını söyleyerek, “Yakında öbür muştular de verecek” dedi.
Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
TÜRKİYE SİCİLİ EN PAK DEVLETTİR: (ABD’nin ‘çocuk asker’ suçlaması) Türkiye, çocuk asker kullanmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu bahiste sicili en pak devlettir. İftira bile atılamayacak bir devlettir. Türkiye, insan ticaretinin önlenmesi konusunda en güçlü çabayı veren ülkelerden birisidir. Çocukları savaşçı olarak kullananların başında PKK ve DEAŞ terör örgütü gelmektedir. Türkiye’yi haksız yere iftira atarak suçlayanların PKK terör örgütünden bahsetmemeleri ikili standardın açık ve net göstergesidir.
YUNANİSTAN’DAKİ İÇ HUKUK YOLLARINI TÜKETMİŞ OLDU: (İskeçe Türk Birliği’nin statüsünün iadesi ve tescil talebinin reddedilmesi) İskeçe Türk Birliği’ni selamlıyorum. Tekrar tescil başvurusu Yunanistan tarafından reddedildi. İsminde Türk ibaresi olduğu için 1983’te ibare indirildi, dernek 1986’da kapatıldı. AİHM kararı karşısında Yunanistan 2017’de bir düzenleme yaptı. İskeçe Türk Birliği yine tecil için müracaat yaptı. Yunanistan Yargıtay’ı 30 Haziran’da bunu kabul etmedi. İskeçe Türk Birliği’nin haklı gayretinin yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Bu gayretin 38 yıldır sürmesi… Daima olarak aleyhine karar veriliyor. Üçüncü defa birlik Yunanistan’daki iç hukuk yollarını tüketmiş oldu.
BAYANA YÖNELİK ŞİDDET CÜRÜMLERİ TAHLİL EDİLECEK: Bayana Yönelik Şiddetle Uğraş Hareket Planı açıklandı. Burada Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı, STK’ların ortak görüşü ile ortaya çıktı. 5 ana amaç, 227 faaliyet formunda hayata geçecek. Çok önemsediğim hususlardan biri şudur. Toplumda bayana yönelik şiddet kabahatlerinin tahlil edilmesi için araştırma yapılacak. Nerede eksiklik var, nerede eğitimle ilgili çalışma yapılması. Şiddetin cezalandırılması konusunda nasıl bir algı oluşuyor, bunun sonuçlarının çıkarılması çok kıymetli. Hareket Planı çerçevesinde risk haritalarının çıkarılacak olması gayrette nerelere yoğunlaşılacak olmasını göstermesi açısından da kıymetlidir.
MÜSİLAJDA SON TABLO SEVİNDİRİCİDİR: Etraf bahisleri ile ilgili takiplerimizi sürdürüyoruz. Tabiata olumlu dediğimiz bir yaklaşımla bakmamız gerekiyor. Hasar denetimi sürdürülebilirlik problemi değil, daha iyi noktaya gelmek için çalışmaların nasıl yapılması gerektiği konusunda da baş yoruyoruz. Tabiat yanlısı bir yaklaşımın bir grup çalışmalar yapmak gerekiyor. Büyük bir ağaçlandırma faaliyetini yürütüyoruz. Güneş gücü olmak üzere etraf dostu kaynaklara yönelmeye devam ediyoruz. Arıtma tesislerini açmaya devam ediyoruz. En aktüel bahis müsilaj hususudur. Daima takip ediyoruz. Bakanlığımız Marmara’daki müsilajı bertaraf etmek için seferberlik başlatmıştı. 11 bin metreküp müsilaj toplandı. Yüzeyde önemli manada azalma olmuştur. Son tablo sevindiricidir. Manzara doğal haline dönmeye başlamıştır. 7 vilayette bu noktaya geldik. Bu kirliliğin sebebi olanlara esaslı tahlil getirmek gerekiyor. Mevzuata karşıt faaliyet gösteren 140 tesise para cezası verildi. Bu kirlilikle bir daha karşılaşmamak için ne yapmamız gerekir? Bununla ilgili bir çalışmayı biz de burada takip ediyoruz. Bundan sonra değerli olan bir daha bu noktaya gelmemektir.
SALGINDA TEHLİKENİN BOYUTLARI DEĞİŞİYOR: Dünyada pandemi ile ilgili yeni tartışmalar var. Delta varyantından bahsediliyor. Dünyada çeşitli yerlerde gördük, bakım meskenlerine terkedilmiş beşerler, ağır bakımlara erişemeyenler… O devirlerde Türkiye güçlü bir devlet olarak bütün bu süreçleri atlattı. Kazanımlarımızı müdafaamızın yolu aşılama çalışmalarına güçlü dayanak vermekten geçiyor. Her gün açıklamalar görüyoruz. Buna siyaset karar vermiyor. Sıhhat Bakanlığı Bilim Şurası… Bu heyetin kararları doğrultusunda alınması gereken önlemler alınıyor. Sıhhat Bakanlığımızın bilgilerine nazaran bir milyondan fazla aşı bir günde gerçekleşebiliyor. Uğraş sürerken tehlikenin de boyutları değişiyor. Önlemleri devam ettirmek gerekiyor. Çeşitli dallardaki esnaf, çiftçi ve emekliyi korumak için hükümetimizin açıkladığı dayanaklar var. Yıl sonuna kadar 196 milyar liraya ulaşacak. 12.7 milyon vatandaşımıza Kurban Bayramı ikramiyesi içinde olmak üzere 38 milyarlık bir ödeme yapılıyor.
CUMHURBAŞKANI, DİYARBAKIR ANNELERİ İLE BULUŞACAK: Niçin Diyarbakır annelerini her seferinde anıyorum? Bu olay Türkiye’nin en büyük vicdan olaylarından bir adedidir. Çocukları dağa kaçırılmış. Bu dağa kaçırmalar da belirli politikler aracılığıyla yapılmış. Birinci kez bu kadar sivil, anne vicdanının bir ortaya gelerek talep ettiği tek bir şey var, evladını istiyor. Dünyada bundan daha legal ve haklı bir talep olabilir mi? Olamaz. Annelere selam göndermekten, dayanak vermekten daha doğal ne olabilir. Annelere saygısızlık yapanların gündem olması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız, anneleri ramazanda kabul etti. Artık onlarla tekrar bir ortaya gelecek. Bu sefer manalı bir buluşma olacak. Bayan vekillerimizin daha ağır bir talebi olduğunu görüyoruz. 10 bine yakın yurttaşımız bu anneleri ziyaret etti. İnşallah yakında öbür muştular de verecek. Kapsamlı bir Diyarbakır programı gerçekleşecek.
KIBRIS’TA KÖLELİK TERTİBİNİ ASLA KABUL ETMEYİZ: Sağda solda Cumhurbaşkanımızın 20 Temmuz merasimleri için KKTC’ye gidecek olmasından rahatsızlık duyanlar olduğunu görüyoruz. Kendi işinize bakın. Kimsenin rahatsızlık duymaya hakkı yok. Heyetin geniş ya da dar olmasına dair tartışmaların yapılması saygısızlıktan öteki bir şey değil. AB iki devletli tahlile legal bakmıyorsa, hangi tahlile yasal bakıyor. Hangi tahlile legal baktıklarını biliyoruz. Verilen kelamların ne olduğunu biliyoruz. Hem Türkiye hem KKTC ‘evet’ kampanyası yaparken Yunanistan ve Kıbrıs’ta ‘hayır’ kampanyası yapıldı. O vakit Avrupa Komitesi Lideri Barroso idi. KKTC kelamını tuttu, Yunanistan ve Güney Kıbrıs kelamını tutmadı. Hudut sorunu olan ülkeyi AB üyesi yaptılar. Güney Kıbrıs’ın şımarıklığına teslim eden AB’nin bu yanlış kararıdır. Ondan sonraki süreçte de karşı taraf net bir halde Türk tarafının onurlu davrandığını net halde söyledi. Kölelik tertibini asla kabul etmeyiz. İki devletli tahlilden öbür rastgele bir tahlil modeli kalmamıştır. Masaya oturalım diyorlar. Binlerce defa oturmuşuz masaya. KKTC hükümran bir devlettir.
YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI PALAVRA SÖYLÜYOR: Atina Mutabakatı’nı ihlal edecek formda turizm döneminde 15 Eylül’e kadar yapılmaması gereken bir tatbikat yaptılar. Cumhurbaşkanımız ile Miçotakis ortasında NATO’da yapılan görüşmede elde edilen kazanım Yunanistan tarafından zedelenmiş oldu. DEAŞ’la gayrete Türkiye’nin dayanak vermediği konusunda Yunanistan Dışişleri Bakanı palavra söylüyor, net. Bilerek palavra söylüyor. Türkiye, DEAŞ’la Gayret Memleketler arası Koalisyon’un üyesidir. Türkiye’nin bertaraf ettiği terörist sayısı muhakkaktır. Yunanistan, DEAŞ’la uğraşın neresinde sanki. Benim anladığım şudur. Yunanistan Dışişleri Bakanı, Yunanistan hükümetinden bağımsız hareket ediyor.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
