ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kararlıyız’ dediği, birtakım vilayetlerde birden fazla baro kurulmasına imkan sağlayan çoklu baro düzenlemesi Meclis Başkanlığı’na sunuldu.
AK Parti tarafından hazırlanan 28 unsurluk kanun teklifinin yasalaşması durumunda avukat sayısı 5 binden fazla olan vilayetlerde minimum 2 bin avukatın imzasıyla yeni bir baro kurulabilecek. Bu kaidelerde ‘çoklu baro’ düzenlemesi yalnızca üye sayısı en fazla olan İstanbul, Ankara ve İzmir’i etkileyecek. Kısa bir vade sonra Antalya’nın da buna eklenmesi bekleniyor.
TBB’nin 477 delegesinden 138’i İstanbul, 57’si Ankara, 30’u İzmir Barosu seçimlerinde belirleniyor. Üç baronun yekun delege sayısı ise 225. Teklif yasalaşırsa her baro TBB Umum Kurulu’na baro yöneticisi ve 3 delege belirleyecek. Başkaca 5 bin avukat için bir delege verilecek. Bu durumda 46 bin 52 avukatın kayıtlı olduğu İstanbul Barosu delege sayısı 13 olurken, Ankara 7, İzmir ise 5 olacak.
ANTALYA BAROSU LIDERI BALKAN: BU DÜZENLEME ÖNGÖRÜLEMEYEN VAHİM SONUÇLAR DOĞURACAK
Antalya Barosu Yöneticisi Polat Balkan’a nazaran, barolara yönelik düzenleme hayata geçerse tatbikte bugünden öngörülemeyen vahim sonuçlar doğuracak. Savunma özgürlüğünü koruyan baroların birebir devirde insan hakları savaşı yürüttüklerine de dikkat çeken Balkan, “Bu düzenleme baroları ateşe atmaktır. Zati asıl dert de baroların hukuksal duruşunun topluluk üzerinde yarattığı olumlu etkiyi kırmak ve baroları karşı zıdda getirerek bölmek. Birden fazla devir duruşma kapılarında, adliye koridorlarında kişilerin sesidir barolar. Baroların etkisizleştirilmesi demek tabiat talanının, bayan cinayetlerinin, evlat istismarının, azabın, istenilmeyen muamelenin yasallaşması manasına gelir ki, bu da çok tehlikelidir” diyor.
‘İKTİDARA YAKIN BAROLAR SAVCI VE HAKİM ÜZERİNDE TAHAKKÜM KURAR’
Balkan, baroları ‘böl, parçala, yönet’ anlayışının avukatları ideolojik, etnik, tarikat ve cemaatlere nazaran ayrıştıracağını savunarak, bu durumun yol açacağı sonuçları şu biçimde anlattı:
“Baroları, ‘bölücü, parçalayıcı ve yıkıcı’ bir sorun bekliyor. Avukatlar ideolojilerine, etnik kökenlerine, tarikat ve cemaatlerine nazaran örgütlenebilirler. İdeolojik bir parçalanma yaratan bu durum hukuk birliğini ortadan kaldırır. Yargıda, şu an olduğundan daha fazla tartışmalı kararlar çıkar. Bayan cinayetlerine, tabiat talanına, evlat istismarına ve rastgele bir hak ihlaline karşı tıpkı vilayetteki barolar farklı açıklamalar yapar. Bu da topluluk nezdinde barolara duyulan itimadı azaltır. Böylelikle barolar siyasallaşır ve siyasi partiler üzere çatışmalar çıkar. Birebir vakitte siyasi iktidara yakın olan baro üyesi avukatlar adliyelerde savcı ve yargıçlar üzerinde tahakküm kurar. Hasebiyle o duruşmalardan çıkacak kararlar da tüzel niteliğini yitirir, siyasallaşır.”
HARIKA UMUM HEYET TALEBİ 10 BARODAN 25 BAROYA ÇIKARILACAK
Kocaeli Barosu Lideri Bahar Candemir Gültekin ise, teklifin yasalaşması durumunda baroların işlevsizleştireceği görüşünde. Avukatlık Kanunu’nun 115. unsurunda yapılan değişiklik ile dehşet umum heyet talebinin 10 barodan 25 baroya çıkarıldığını vurgulayan Gültekin, “Demokrasi getiriyoruz” diyerek Avukatlık Kanunu’nun demokrasi düzeneğini de ortadan kaldıran bir yasa tasarısı ile karşı karşıyayız. Bu teklif birebir devirde birlik lideri Feyzioğlu’nu da kurtarma operasyonuna dönüşüyor. Şahsa şahsi hususlar getirilmiş. Bu teklif çok tehlikeli” dedi.
YÖNETIM HUKUKÇUSU GÜNDAY: ÇOKLU BARO KENDİ ‘YARGISINI’ ORTAYA ÇIKARACAK
Yönetim hukukçusu Prof. Metin Günday’a nazaran ise, çoklu baro sistemi Anayasa’nın 135. hususu ile çelişiyor. Baroların kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olduğunu hatırlatan Günday, “Kuruluşların teşkilatlanmalarında meslek birliğinin sağlanması hedeflenir. Lakin bu sistem külliyen kendi ‘yargısını’ ortaya çıkaracak. Baroların bağımsızlığı zedelenecek, taraflı hale getirilecek. Yandaş-muhalif, muhafazalar-seküler barolar ortaya çıkarılacak. Bu ayrışma da halkın hak arama özgürlüğünü etkileyecek. Barolar her şeyden evvel hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak ile yükümlüdür. Bu sistem ile yandaş barolar hak ihlallere ses çıkarmayacak. Böylelikle birebir kentte iki baro arasında yaşanan ayrışma iktidarın elindeki kozu yasallaştıracak. Baroların siyaset yaptığını söylemek mümkün; gelgelelim barolar hukuk siyaseti yapar. Bu sistem ile bu durum gündelik, sıradan siyasete dönüşecek.”
TURGUT KAZAN: BU, ‘BİZİM ADAMLAR SEÇİLEMİYOR’ TEKLİFİ
İstanbul Barosu eski yöneticisi hukukçu Turgut Kazan ise, “çoklu baro” kurulmasına dönük çalışmaların yıllardır rafta bekletildiğini söz etti, “O periyot FETÖ yapmak istiyordu, artık AK Parti. Çoklu baro, baroların gücünü etkisizleştirecek, seslerini kısacak, hareket yerini daraltacak. Baroları ayrıştırarak kategorize edecek. Hukukun 3 sacayağından savunmayı de ele geçirmek istiyorlar. Bütün adaletsizliklerin teminatı barolardı. Topluluk, yalnızca avukatların varlığı önünde adalete olan inancını koruyor. O da ele geçirilirse kişilerin hukuka olan umudu yok olacak. Bu, “Bizim adamlar seçilemiyor” teklifi. Bu teklifin tek emeli baroları bölmek.
‘BAROLARI BÖLEREK TOPLULUĞU GARANTISIZ BIRAKIYORLAR’
CHP’nin Hukuk İşlerinden sorumlu Umumî Yönetici Yardımcısı Muharrem Erkek de, hükümetin her sahada adaletsizlikleri büyüttüğünü söyledi. Hükümetin gayesinin yandaş barolar yaratarak insan hakları ve demokrasi ismine vaziyet koyamayan barolar oluşturmak olduğunu belirten Erkek şunları söyledi:
“Avukatlık Kanunu’nun etiğini, disiplinini yok ederseniz aslında vatandaşların teminatlarını yok edersiniz. Vatandaşlar devlete, yönetime karşı bir haksızlığa uğrayıp yargıya gittiği vakit kamu gücünden çekinmeyecek güçlü, bağımsız avukatları olsun isterler. Bu da güçlü barolar ile mümkündür. Beş yüz üyesi olan barolar ile 50 bin üyesi olan baroların delege sayıları misal mi olacak? O vakit İstanbul’dan parlamentoya gelen milletvekili sayılarını da düşürelim, bu mu demokrasi? Barolar siyaset üstü hizmet yapıyor. Hukukun üstünlüğü için savaş ediyor. Maksat yandaş barolar yaratmak. Barolar, etraf haklarına, bayan cinayetleri önünde ses çıkaramasın, insan hakları ve demokrasi ile ilgili tutum koyamasın istiyorlar. Biz de baro liderleri üzere gereken mücadeleyi encümende ve umumi heyette vereceğiz.” (DUVAR)
Gazete Duvar
