YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, vefatının 24. yılında Alparslan Türkeş anısına “Türk Milliyetçiliğine Adanmış Bir Ömür” bahisli konferansa katıldı.
Akşener, konferans çıkışında yaptığı açıklamada, “Değerli kızları Ayyüce hanımefendinin iştirakiyle merhum Başbuğ’umuzu çeşitli taraflarıyla andık, tekrar anılarımız canlandı. Kendimizi çok iyi hissettik Türkiye’nin varolmasında, bizim gibilerin üzerindeki emeğini hatırladık ve daha büyük bir şevkle yolumuzda yürürken, yeni bir heyecanla kararlarımız pekişti” dedi.
Akşener, bildiri yayınlayan amiraller hakkında gözaltı kararı alınmasını ve süreci nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, “Madem bir gözaltı süreci başlattınız, atanmışların zevzekliklerini de gözaltına alarak soruşturun” diye konuştu.
UYGUN Parti önderi şunları söyledi:
İSMİNE BİLDİRİ DENİLMESİNİ HAKİKAT BULMUYORUM: 104 emekli amiralin cumartesi gecesi ismine bildiri denilen bir açıklamasını sonraki gün pazar sabah kalktığımızda öğrendik. 27 Nisan bildirisini yaşamış, 367’lik oy problemini yaşamış ve çeşitli muhtıraları yaşamış, 28 Şubat’ı yaşamış bir jenerasyonun mensupları olarak bu türlü gece yarısı fikir belirtmeyi ismine da bildiri denilmesini hakikat bulmadığımızı şahsen YETERLİ Parti Genel Lideri olarak kamuoyuyla paylaştım.
İKTİDARIN ÜZERİNDE TEPİNECEĞİ BİR ARGÜMAN: Montrö’nün tartışmaya açılması sıkıntısına itiraz edilebilir, emekli generalde edebilir, emekli yargıçlar de edebilir herkes edebilir ancak gündüz vakti fikrini söylemek öteki bir şey bir ortaya gelip gece vakti ismini bildiri koyup paylaşmak öteki bir şey. Bu eski anıları canlandıran ve sonuç prestiji ile iktidarın elinde üzerinde tepineceği bir argüman, bir gerekçeyi oluşturan bu sıkıntıyı tırnak içi bildiri konusunu zevzeklik olarak değerlendirdim.
SİYASETÇİNİN MUHATABI SİYASETÇİDİR: Buradan yola çıkarak emekli amiralleri form olarak yanlış bulduğumu, siyasetin siyasetçiler tarafından tanzim edilmesi gerektiğini, siyasetçinin rakibinin siyasetçi olduğunu, siyasetçiyi beğenmeyenin ki; iktidar partilerini beğenmeyen biz muhalefet partileri olarak Meclis Başkanı’nın Montrö ile ilgili çıkışını en sert biçimde eleştirip, iktidar partisinin büyük ortağının da bu bahiste rastgele bir hal almadığını gördük. Meclis Lideri da bunu yanlış anladınız diyerek geriye bir adım attı. Bir hafta sonra bu türlü bir bildirinin yayınlanmasının Türkiye’nin iktidarının bugüne kadar uyguladığı kutuplaştırma siyasetine katkı yapacağını gördük, bildik ve demokrasi üzerinden bir tartışma açılacağını, onun darbeye kadar götürüleceğini, iktidarın da bunun üzerinde tepineceğini öngördük ve sonuç prestiji ile evvel demokrasinin yanındayız. Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Elbette insanların kelam söyleme hakkı vardır ancak gece yarısı bildiri yayınlamanın gerçek olmadığını, bunun bir zevzeklik olduğunu çok konuşma boş konuşma manasına geldiğini söyledik.
PEK ÇOK ZEVZEKLİK YAPAN BÜROKRAT VAR: Bunun üzerine siz bu insanları gözaltına alma yoluna giderseniz. O vakit bizim iktidara şunu sorma ve söyleme hakkımız doğar; bu zevzekliklerin yapıldığı pek çok iktidar partisi bürokratları var. Yani siyasi partilere bu sefer de muhalefete ayar vermeyi isteyen, iktidar partisini öveceğim derken hadsizlik ve saygısızlık yapan, tanzim etmeye kalkışan bir kısmı sarayda yaşayan pek çok zevzeklik yapan bürokrat var. Buradan Sayın Erdoğan ve arkadaşlarına sesleniyorum; madem bir gözaltı süreci başlattınız, zevzeklik olarak tanımladığım bu bildiri üzerinden bir gözaltı süreci başlattınız, artık Ana Muhalefet Partisi’nin Genel Liderine hakaret eden, ÂLÂ Parti’nin Genel Liderine hakaret eden yargıçlardan tutun saray şürekasına kadar atanmışların zevzekliklerini de gözaltına alarak soruşturun bakalım. Bunun da takipçisi olacağız.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
