Danıştay’ın ‘Öğrenci Andı’nın okullarda okunmasını engelleyen kararı DEVA Partisi’nde tartışmalara neden oldu. Danıştay’ın kararını destekleyen İstanbul Vilayet Lider Yardımcısı Beytullah Aksoy ”Bir Türk için her sabah ben Türk’üm diye bağırmak lakin hayvani bir muhtaçlığı tatmin edebilir. Bir toplum, hayvani muhtaçlıklarını önceliklendiren bireylerden oluşursa orada zihinsel gelişimden kelam edilemez” dedi. Bu paylaşıma Deva Partisi İstanbul Vilayet Yöneticisi eski Emniyet Müdürü Feramuz Erdin’den toplumsal medya üzerinden reaksiyon geldi.
TOPLUMSAL MEDYA ÜZERİNDEN İSTİFASINI DUYURDU
Bu gelişmelerin akabinde Beytullah Aksoy bugün toplumsal medya hesabından yayınladığı açıklama metniyle istifa ettiğini duyurdu. “Çok özür dilerim. Sahiden üzgünüm. İstifa ediyorum” diyen Aksoy’un istifa açıklaması şöyle:
“Attıktan 50 saniye sonra pişman olup çabucak sildiğim, kendime yakıştıramadığım bir tweetim birtakım sitelerde haber oldu. Çok üzgünüm.
Fikirleri yüzünden insanları rencide ediyor olmak kendime yakıştıramadığım bir durum. İncittiğim herkesten özür dilerim. Andımız’a bu partiye girmeden evvel de karşıydım. Milyonlarca ailenin çocuğuna istemedikleri bir andı her sabah okutmak için direten insanlara karşı bir demokrat olarak hâlâ itiraz ediyorum. Onların kendi doğrularını topluma dayatmak isteyen mevcut iktidardan bir farkını göremiyorum.
Şayet Almanya’da yaşıyor olsaydık, Alman Devleti her sabah Türk ya da Kürt çocuklarını askeri nizamda sıraya dizip “Ben Alman’ım, varlığın Alman varlığına armağan ediyorum.” dedirtiyor olsaydı, buna da itiraz ederdim.
Lakin her ne olursa olsun, bu itirazımı nezaket içinde lisana getirmeliydim. Bu kadar tartışma yaratan, toplumu geren, mahkemelik olan, pek çok insanı rencide eden bir andın çocuklara okutulacak Andımız olamayacağı herhalde açıktır. Hala bu çağda her sabah çocuklara ant okutmayı savunan insanlardan Türkiye’ye demokrasi getirmelerini beklememek gerek.
Daima internet çağından, demokrasi kültüründen bahsedenlerin diğerlerinin çocuklarına her sabah zarurî olarak and içirme merakı da ibretlik bir çelişki. Mecburî din dersine de mecburî anda da birebir anda karşı çıkabilen insanların sayısı umarım artar. Maalesef etrafımda bu ikisini yapabilen insan sayısı sandığımdan azmış.
Ancak yaptığım yanılgı yüzünden bundan şikayet etme hakkımı kaybettim. Yolun başında olan partimi daha fazla güç durumda bırakmamak için partideki vazifemden istifa ediyor ve muvaffakiyetler diliyorum.
İnanıyorum ki, bu ülkeye demokrasiyi, barışı ve adaleti getireceksek muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki birbirine karışmış kanda gizlidir. Ne keyifli cüretle bunu söyleyebilene.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
