DUVAR – Başkan Babat, 2004’te Taksim’deki Devrimci Hareket Mecmuası ofisinden çıktığı sırada hücuma uğradı. Başkan’ın öldürülmesinin üzerinden 17 yıl geçmesine karşın kimse bulunamadı. Başkan’ın öldürülmesinin 17’inci yıl dönümünde Taksim’deki İmam Adnan Sokak’ta anıldı.
‘TAM 17 YILDIR ADALET ARIYORUZ’
Başkan Babat’ın vurulduğu sırada yanında olan arkadaşı Burak Yücel, Başkan Babat’ın arkadaşları, ailesi ve yoldaşları olarak tam 17 yıldır bu sokakta adalet aradıklarını söyledi. “17 yıldır bu sokakta bu ülkeyi yönetenlere, yargı makamlarına sesleniyoruz” diyen Yücel şunları söyledi: “Önder Babat için adalet diyoruz. Öncü’nün katillerini bulun ve yargı önüne çıkartın. Başkan vurulduğu anda yanında olan bir arkadaşı olarak neler olduğunu anlatacağım: Başkan Babat çalışanı olduğu Devrimci Hareket Mecmuası’nın bu sokaktaki ofisinde çıktıktan sonra vuruldu. O günden bugüne bu sokakta bir tane kanıt araştırması yapılmadı. Bir kamera kaydına bakılmadı. Rastgele bir kuşkulu şahıs bulunmadı. Bir kamu davası açılmadı. Türkiye’de Lider Babat’ın tüzel bir süreç başlatılmasına asla imkan tanınmadı. Lider Babat cinayeti faili meçhul bir cinayet olarak bugünlere getirildi. 17 yıldır bu cinayeti örtbas etmek için habuz medyası manipülasyona, palavra ve dolana dayalı pek çok haber yapıldı. İsimli merciler tarafından Öncü’nün başına taş düştüğü söylendi. Ama yapılan otopside Başkan’ın başında 9 mm’lik bir mermi çekirdeği çıktı. Faili meçhul bir belge olarak kapatılan Başkan Babat evrakı AİHM de açıldı ve Türkiye devleti Öncü’nün ailesine tazminat ödemek durumunda kaldı. Bu memlekette 24 yaşında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu bir öğrencinin bir gencin katili bulunamadı. Onun için adalet sağlanamadı. Bugünlerde memlekette yargı ıslahatı konuşuluyor. İnsan hakları atılımları konuşuluyor. Pek çok adımın atılmasına dem vuruluyor. Tam 17 yıldır 3 Mart’ta bu sokakta adalet arayan bizler üzere bu ülkede on binlerce, yüz binlerce insan var. Berkin Elvan’lar Ceylan Önkol’lar var. Soma’da katledilen 301 madenci var. Milyonlar olarak bu ülkede adalet istiyoruz. Biliyoruz, bu ülkede adalet, eşitlik, özgürce bir ömür gökten zembille inmeyecek. Bu ülkenin işçileri, bu ülkenin çalışanları, bu ülkenin üretenleri bu adalet dediğimiz, insan hakları, eşitlik dediğimiz şeyi omuz omuza kazanacaklar.”
‘KATİLLERİN BULUNMASINI İSTEYENLERE KELEPÇE VURULDU’
Basın metnini okuyan Büşra Islak, Öncü’nün 17 yıl evvel Devrimci Hareket Dergisi’nin ofisinin önünde vurularak katledildiğini hatırlattı. O günden bugüne Başkan’ı katledenleri saklamak, olayı karanlıkta bırakmak ve gerçekliği karartmak ismine her şey yapıldığını söyleyen Islak, Başkan’ın vurulduğu İmam Adnan Sokak’ta kanıtların toplanmadığını, merkez medyanın Başkan olayını çarpıtan haberler yaptığını ve otopsi sürecinin engellenmek istendiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Önder Babat’ın katilinin bulunmasını isteyenlere kelepçe vuruldu, azaba maruz kaldı. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin Beyazıt Meydanı’nda Başkan için lisana getirmek istedikleri adalet talebi yasaklandı, öğrenciler gözaltına alındı. Emperyalizmin halklara karşı cürüm işlemek üzere kurduğu NATO’nun İstanbul toplantısı öncesinde vuruldu. O gün kişi olarak Başkan seçilmiş olsa da temel gaye bu ülkenin tüm anti-emperyalistleri ve yurtseverleri, devrimci ve ilerici muhalefeti idi. Ortadan geçen 17 yıl içerisinde, hükümranlar ülkemizi emperyalizme bağımsızlık noktasında bir uçurumun kıyısına getirdiler. Halka ilişkin kaynaklar emperyalist monopole peşkeş çekildi, özelleştirme ismi altında tüm birikimlerimiz heba edildi, gerek sanayi gerekse de ziraî üretim bütünüyle dışa bağımlı hale getirildi. İşsizlik ve yoksulluk milyonları kasıp kavurur hale geldi. Halk kriz ve pandemi şartlarında vefata terk edilirken işverenlere özel yasalar, teşvikler ve vergi aflar getirildi.”
‘BEDELİ NE OLURSA OLSUN BİZ BU YOLDA YÜRÜYECEĞİZ’
Bugün milyonlarca insanın en temel besin hususlarını bile alamadığını, işçilerin ekonomik kriz sebebiyle intihar ettiği bir ülkede yaşanıldığının altını çizen Islak şöyle devam etti: “Önder, bir avuç hükümranın kendi iktidarları için milyonlarca insanın geleceğini çalmalarına ‘hayır’ dediği için öldürüldü. Vurulduğu günden bugüne dek, ne Önder’i bizden ayırabildiler ne de bizi Önder’den. Biz onunla, Gezi’de, Suruç’ta yitirdiğimiz arkadaşlarımızın yanında; Cumartesi Annelerimizin omuz başında; Beyazıt Meydanı’nda, Soma’da, 10 Ekim’de, Ankara Garı’nda daima birlikteydik. Yüreği ihtilal için atanlar olarak bugüne dek, bir yarınlara gidenleri bir de yarınlar için direnenleri asla unutmayacağız. Yolumuz uzun ve kuvvetli biliyoruz. Lakin bu yolun hakikat ve yürünebilir tek yol olduğunu da biliyoruz. Bedeli ne olursa olsun biz bu yolu yürüyeceğiz. Öncü’nün umutları ve maksatları yarım kalmayacak; katillerinden hesap soracak, bedellerini yaşatacağız.”
Gazete Duvar
