Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe’de düzenlenen 12. Büyükelçiler Konferansı’nda özetle şöyle konuştu:
– Salgın sebebiyle sizleri istediğimiz biçimde ağırlamak mümkün olmadı maalesef. Her birinizi uğraşlarınız emekleriniz için gönülden tebrik ediyorum. Bu birinci çevrimiçi konferans olmasının yanı sıra bu kapsamda yerli yazılımla gerçekleştirilen birinci resmi toplantıdır. Büyükelçilerimiz bu sene korona virüsü salgını ile de uğraş etmek zorunda kaldı. Muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmedik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajları ile süreci yönettik. Yurt dışında vatandaşlarımızı da sahipsiz bırakmadık. Devletimizin yardım elini uzattık.
“HASTALIĞIN NE VAKİT BİTECEĞİ MUHAKKAK DEĞİL”
– 233 vatandaşımızı ambulans uçakla Türkiye’ye getirdik. Türkiye’den memleketlerine dönmek isteyen 90 ülkeden 38 bin yabancıya da takviye sunduk.
– Sizlerin şahsında yurt dışı misyonlarımız ve merkez teşkilatımızda gece gündüz demeden çalışan personellerimize teşekkür ediyorum.
– Gayret şimdi bitmedi. Hastalığın bir müddet daha bizimle olacağı görülüyor. Son haftalarda hadise sayıları ürkütücü boyutlara ulaştı. Karamsarlığa kapılmadan hareket ediyoruz. Paklık, maske, aralık kurallarına riayet ederek bu külfetli sürecin de üstesinden geleceğimize inanıyorum.
– Salgınla birlikte dünyanın yeni bir yol ayrımına geldiğini görüyoruz. Memleketler arası kuruluşlar bu devri okumakta yetersiz kalıyorlar. Haklı yerine güçlüyü, çoğunluk yerine azınlığı, yoksul yerine zengini koruyan bir global sistemin devam etmesi mümkün değildir.
– Siyasi ve ekonomik arenanın yine belirlendiği bir kavşaktayız. Ülkemiz maalesef gerek 2. Dünya Savaşı gerekse Soğuk Savaş sırasında fırsatları değerlendirememiştir.
– Suriye’deki harekatlarla yalnızca DEAŞ’lı ve PKK/YPG’li teröristleri hudutlarımızdan uzaklaştırmakla kalmadık birebir vakitte 411 bin Suriyeli kardeşimizin de memleketlerine geri dönüşünü temin ettik. İdlib’de büyük bir göç dalgasının önüne geçtik. İnsani ve vicdani olarak Türkiye adım atmıştır. Suriye’de siyasi tahlil için ayrıyeten gayret gösteriyoruz. Libya’da sağladığımız dayanak, iç savaşa ve Trablus’un düşmesine mani oldu. Libya halkının yanında olmaya devam edeceğiz.
İNŞALLAH DOĞU AKDENİZ’DEN DE MÜJDELİ HABERLER ALACAĞIZ”
– Yunanistan ve Kıbrıs Rum İdaresi’nin provokasyonlarına karşın Doğu Akdeniz’de ebediyen sabırlı davrandık. Müzakere masasından asla kaçmıyoruz. AB’nin stratejik körlükten bir an evvel kurtulmasını diliyoruz. Konferans teklifimiz sorunu diyalog ile çözme irademizin tezahürüdür.
– Karadeniz’deki doğal gaz rezervi irademizi daha da kuvvetlendirmiştir. Yakında Doğu Akdeniz’den de inşallah müjdeli haber alacağız.Türkiye yalnızca kendi çıkarlarını korumak için değil, dost ve kardeş ülkelerinin çıkarlarını korumak için de güçlü olmak zorundadır.
– Azerbaycan topraklarının işgal edilmesine sessiz kalamazdık ve sessiz kalmadık. Biz şu anda Afganistan’dayız, Azerbaycan’dayız. Onlar bizim kardeşlerimiz, soydaşlarımız. Ermenistan’ın 28 yıllık zulmü karşısında Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendi topraklarında değil, merkeze gelmek zorunda kaldılar. 28 yıl süren bu acımasız işgale Minsk Üçlüsü tahlil üretmedi. Daima oyalamaca. Azerbaycanlı kardeşlerimiz artık kendi göbeklerini kesti. Aliyev kardeşimizin yaptığı açıklamaları ekranda dinledik. Niçin, iki devlet, tek millet olmanın aşkı budur da ondan. Dün Şuşa’nın kurtarılması ile birlikte umudumuz ve sevincimiz de artmıştır. Bir sefer yükselen bayrak bir daha inmez. İnmeyecektir. İnşallah kısa müddette işgal altındaki Kelpeçer ve Laçin olmak üzere buralar da sahiplerine teslim edilecektir.
– Devlet başkanlığı seviyesinde körükleniyor. Türkiye’nin hudut dışı ettiği yabancı terörist savaşçıların yurt dışında elini kolunu sallayarak aksiyon yapmasını anlayamıyoruz. İslam düşmanlığıyla uğraş etmek hem inancımızın hem de yurt dışındaki vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuzun gereğidir.
Gazete Duvar
